Avrupa Avrupa Dediğimiz

22 Kasım 2008 Cumartesi

Adana'daki Boşnaklar biraraya geldi, örf ve adetler bir kez daha yaşatıldı.
image

Adana'da, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ile Adana Bosna Kardeşlik Yardımlaşma ve Kültür Derneği tarafından "Hıdrellez Şenlikleri" ve "Pİta Günü" 04.05.2008 tarihinde (dün) gerçekleşti. Hıdrellez etkinliklerinde bir araya gelen Boşnaklar, örf ve adetlerini bir kez daha yaşattı.

Vali İlhan Atış, eski baraj çamlığında düzenlenen şenlikteki konuşmasında, Türkiye'nin bulunduğu coğrafik konumun önemini anlatarak, "Ã?ok güzel ve önemli bir coğrafyada yaşıyoruz. Türkiye hepimizin yüreğidir, o attığı sürece bizler var olacağız. Türkiye Cumhuriyeti, Mustafa Kemal Atatürk'ün belirlediği yolda, laik, demokratik, sosyal hukuk devleti olarak her zaman ilelebet yoluna sizlerin sayesinde devam edecektir" dedi.

İl Kültür ve Turizm Müdürü Osman Arık ise hıdrellezin bereket, bolluk, sağlık, talih, kısmet, şifa, uğur ve mutluluk gibi sayısız dileklerin kabul edileceği gün olduğuna inanıldığını ifade etti. Suyun toprakla buluştuğu, kışın bahara dönüştüğü bugüne katılanlara teşekkür eden Arık, tüm günlerin bu güzelliklerle geçmesini diledi.

Türkiye-Bosna Hersek Kültür Dernekleri Federasyonu Başkanı Fehmi Arazlı da atalarının Bosnalı olduğunu ancak, Türkiye'de doğup büyüdüğünü belirterek, Atatürk'ün kurduğu laik, demokratik bir ülkede yaşamaktan son derece mutlu ve gururlu olduklarını belirtti.

adana_fehmi_arazl___769149780.jpg

Atalarının 1908'de Bosna'dan Türkiyeye geldiğini hatırlatan Arazlı, 2005 ve 2007 yılları arasında Bosna'ya gittiğini, cennet gibi yemyeşil olduğunu söyledi. Arazlı,"Biz Anadoluya çeşitli ülkelerden gelmişiz. Ne olursak olalım  içimizde her toplumda olduğu gibi iyisi de var kötüsü de var ama içimizde bir tane vatan haini çıkmamıştır. Bu bayrağın bu milletin aslı sahibiyiz. Bu vatanı tercih ettikleri için atalarımıza minettarız. Ne Mutlu Türküm diyene"diye konuştu.

adana_tetkolar_105712890.jpg

Adanalı Boşnak tetkalar 

Bosna Kardeşlik Yardımlaşma ve  Kültür Derneği Başkanı Fatma Kiminsu, kültürün milleti ve toplumu bir arada tutan en büyük etken olduğunu belirterek, "Biz Türkler ne kadar ayrı kalsakta,ne kadar farklı coğrafyalarda yaşasakda,ortak kültürümüz bizleri birbirimize bağlar. Hıdrellez bütün Türk dünyasında bilinen en önemli bayramlardan biridir" dedi.

adana_vali_baskan_kiminsu20_580322265.jpg

Dernek Başkanı Fatma Kiminsu ve Adana Valisi İlhan Atış

"Hızır günü" olarak adlandırılan Hdırellez'in Hıdır ve İlyas Peygamberlerin yer yüzünde buluşturdukları gün olması nedeniyle kutlandığını kaydeden Kiminsu, "Hıdır" ve "İlyas" sözcüklerinin birleşerek halk ağzında Hdırellez'e dönüştüğünü söyledi.

adana_10_801119995.jpg

Vali İlhan Atış'ın yanısıra, çukurova üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Alper Akınoğlu, İl Kültür Turizm müdürü Osman Arık, Devlet Hava Meydanları Başmüdürü Ahmet Bülbül, Esnaf Odaları Birliği Başkanı Kazım Barışık, Türkiye Bosna Hersek Kültür Derneği Federasyon Başkanı Fehmi Arazlı, İzmir Bosna Sancak Derneği Başkanı Cemal Sezer,İstanbul Sefaköy Bosna Sancak Derneği Başkanı Salih Hacıoğlu, Manisa Turgutlu Bosna Hersek Derneği Başkanı Muharrem Bayrak, Ankara Fevziyeköy Bosna Hersek Derneği Başkanı Necmi Orak, çanakkale çataltepe Balkanlılar Derneği Başkanı Sadık Can, Eskişehir Bosna Hersek Derneği Başkanı Mehmet Bıcak, Akdeniz Balkan Türkleri Federasyon Başkanı Necati Sultan,Adana Balkan Türkleri Derneği Başkanı Recep Eriş, BBP Adana Şube Başkanı Adem Arık ve çok sayıda davetlinin katıldığı etkinlikler, halk oyunu gösteri ile ona erdi.

adana_7_904309082.jpg

Şenlikte ayrıca "çiçekçiler Günü" de kutlandı. Etkinlikler kapsamında Adana çiçekçiler Esnaf Odası tarafından vatandaşlara 5 bin çiçek dağıtıldı.

Resimler ve haberler için Adana'daki üyelerimizden Sayın Bosnakbaskan'a teşekkür ederiz.

Bu içerik BSN Group için hazırlanmıştır

21 Kasım 2008 Cuma

Ceyhan'a Göç Ederek Gelenlerin Hikayeleri

İnsanlar niçin doğdukları yaşadıkları yerleri terkederek; hiç bilmedikleri yabancı oldukları başka başka yerlere gider yerleşirler? Sorusun cevap bulmak için çıkılmış bir yolda yapılan bir çalışma sonucu bu hikayeler geldi önümüze...

Dillerini, dinlerini, namuslarını korumak için yüzyıllardır yaşadıkları topraklardan sürülen insanlarımızın, acılarla, ihanetlerle, işkencelerle dolu "göç"ünü, belgeler ve şahitleriyle anlatmaya çalışılacak ve olduğu gibi aktarılacak İnsanlarımızdan bunca zamandır kendilerine dahi anlatmaya korktukları hikayeleri bir çırpıda nasılda anlattıklarını göreceksiniz.

Anlatırken o günlere giderek birden bire gözlerinin kah sevinç hemen arkasından hüzün, korku ve yaşların olduğunu göreceksiniz.

Bu hikayeler çocuklarımıza okutulacak ve geçmişte yapmış olduğumu iyi, güzel, çirkin, kötü ne varsa önümüze serilecek ve dersler çıkarmaya çalışacağız.

Osmanlı'nın yıkılış sürecini ve bu süreçte devletin asli unsurları olan Türklerin nasıl büyük acılar çektiğini görecek. Ve bunları tekrar yaşamamak için neler yapmamız hususunda üzerimize neler düştüğünü düşünüp hep birlikte yorumlamaya çalışacağız.

Bu çalışma bir fantazi oluşturmak için değil; gerçekleri görmek için kötü bir uykudan uyanmamak için düşünülmüştür.

Sizlerde bu çalışma ya katkıda bulunabilirsiniz, eğer Ceyhan da veya Çukurovanın neresinde yaşıyorsanız bu çalışmaya katkıda bulunabilirsiniz.

Bu Çalışma küçük bir hikayeden yola çıkarak prıjelendirildi.

Hikayeyi kısaca sizlerle isim vermeden paylaşmak istiyorum...

Tarih

1 Kasım 2008 Cumartesi

TATAR KÖFTE ( ТАТАРСКО КЮФТЕ )

TATAR KÖFTE ( ТАТАРСКО КЮФТЕ )

TATAR KÖFTE
tatarköfte.JPG

Bulgaristanda yaygın şekilde bilinen ve yapılan bir köfte çeşidiymiş tesadüfen buldum
Köfteyi yapıp ağzıma attığımda tatarlar bu işi biliyormuş dedim ve neden bu kadar yaygın olduğunu anladım.
harika bir tad
ızgara köfte deyince aklıma hep tatar köftesi gelecek herhalde

Татарско кюфте yazıp google da arttığınızda şu sonuç geliyor ekrana
Татарско кюфте
 için yaklaşık 1.340 sonuç
verilen tariflerden ortalama bir tarif çıkardım, en ayırt edici özelliği bulgaristanda kaşkaval peyniri diye bilinen kaşar peynirini ve yumurta içermesi sahi unutmuşum karbonatda olabilir, baya baya farklıymış ya

TATAR KÖFTESİ İÇİN MALZEMELER

yarım kilo kıyma
1 yumurta
100-150 gram eski kaşar peyniri (kaşkaval)
1 soğan (rendelenecek)
yarım çay kaşığı karbonat
uygun miktarda tuz, karabiber, kırmızı biber, kimyon
bazı tariflerde olan bazı tariflerde olmayan ekmek içi ben ekmek içi koydum
HPIM3997.JPG
malzemeyi yoğuruyoruz, üzerine kaşarı rendeleyip tekrar yoğuruyoruz
orta - iri büyüklükte köfteler yapıyoruz, ben orta büyüklükte yaptım ama resimlerde iri köfteler görünüyor, bulgaristanda köfteleri daha iri yapıyorlar.
HPIM3998.JPG
tavada veya bizim yaptığımız gibi ızgarada da yapabilirsiniz
gerçekten daha önce yaptığım köftelerden farklı bir tad, herkez beğendi
sanırım bundan sonra ızgara köfteler hep böyle yapılacak bizim evde
kesinlikle deneyin derim
Afiyet olsun

aşağıya bulgaristan sitelerinden bulduğum bir kaç yazıyı aktarıyorum


Татарско кюфте

Мнениеот на Пон Мар 26, 2007 3:40 am

* 500-700 г смляно месо kıyma
* 2 нарязани на дребно глави лук 2 baş kuru soğan
* 1 яйце yumurta
* 100 г кашкавал kaşar(kaşkaval=
* сол, черен пипер, кимион, сол - на вкус tuz,karabiber,kimyon,baharatlar
* лют червен пипер - по желание isteğe bağlı acı kırmızı biber
* 1/2 ч.ч. бира yarım çay kaşığı karbonat

Омесете добре каймата с останалите продукти и оставете да почива на хладно 1-2 часа. Оформете кюфтетата, наредете ги върху предварително намазаната с мазнина и подгрята скара и ги изпечете. За обръщане използвайте дървена лопатка. Не ги бодете с вилица, тъй като ще изтече сока.

Изображение

,
Татарско кюфте

Рейтинг: 
Гласувай: 
Порции: 0
Трудност: 2
Приготвяне:20 минути
Готвене:
Калории:
Описание:http://www.newyorkpub-bg.com/common/images/20080407-ONFFHNFNKBO.jpg
Продукти:1 кг.кайма 1 kilo kıyma
2 глави кромид лук 2 baş kuru soğan
2 яйца 2 yumurta
1 кофичка квасено мляко с
1 кафена лъжичка сода бикарбонат karbonat
2 с.л. галета galeta
300 гр. кашкавал 300 gram kaşkaval
2-3 кисели краставички 2-3 dilim ekmek
пресни гъби около 250 гр.
сол черен пипер tuz biber
бахар baharat
1 люта чушка acı biber
кимион kimyon
магданоз maydanoz
копър rezene
Начин на приготвяне:Всички продукти се омесват добре. Престояват около 15 минти. Пече се се в предварително намазнена тавичка 30 минути. Готово отново се настъргва кашкавал и се сервира с гарнитура според сезона. На читателите За дома да им е сладко!
Съвет на готвача:Рецептата изпрати г-жа Силвия Маринчешка
Питие:бира, червено вино
,
TATARSKO meatball
/ minced meat, mushrooms, cheese, mirishki /kıyma,mantar,kaşar,mirişki?

1 kg kıyma
salt, pepper, marjoram(kimyon), savory (çıbrıka)
1 large onion
2 eggs
1ch yogurt + 1chl soda
200 grams shredded cheese
200 grams mushrooms nasitneni
2-3 pickles (turşu)
little bread crumbs for stuffing
maybe some smoked ham in small cubes
Omesva is minced and stay 2 o'clock in the refrigerator. Prepare meatballs are formed and bake.

Bu savaşa neden “93 Harbi” denildi?

Osmanlı İmparatorluğu`nun son döneminde gerçekleşen en büyük felâketlerden birisi, "93 Harbi"dir. Bu savaş, Osmanlı İmparatorluğu`na toprak ve itibar kaybettirdiği gibi, yeni filizlenmeye başlayan Meşrutiyetin de sonunu getirmiş ve İmparatorluğu, büyük bir göç dalgası ile karşı karşıya bırakmıştır.

Bu savaşa neden “93 Harbi” denildi?

Osmanlı-Rus Savaşı, (1877-1878), milâdi takvimle 24 Nisan 1877`de başlamıştır. Hicrî takvimle ise savaşın başlangıcı, 1294 yılıdır. Ancak bu dönemde malî işler için kullanılan Rumî takvime göre, savaşın başlangıcı 1293 yılına rastladığı için, "Doksan Üç Harbi" diye adlandırılmıştır.

Erhan Afyoncu
Popüler Tarih Dergisi
Aralık 2000

BİGA’DA DOKSANÜÇ MUHACİRİ KÖYLERİNİN KURULMASI: YENİÇİFTLİK KÖYÜ ÖRNEĞİ

Kemal Gözler, "Biga'da Doksanüç Muhaciri Köylerinin Kurulması: Yeniçiftlik Örneği", Uluslararası Çanakkale Kongresi, (Çanakkale Vakfı, Çanakkale Onsekizmart Üniversitesi ve İstanbul Büyük Şehir Belediyesi Tarafından 17-19 Mart 2006 Tarihinde İstanbul'da Tarık Zafer Tunaya  ve Cemal Reşit Rey Konferans Salonlarında düzenlenmiştir). (Kongre kitabı daha sonra yayınlanacaktır).

 

 

BİGA’DA DOKSANÜÇ MUHACİRİ KÖYLERİNİN 
KURULMASI: YENİÇİFTLİK KÖYÜ ÖRNEĞİ

 

Kemal Gözler*


ÖZET: Çanakkale ili Biga ilçesine bağlı Yeniçiftlik köyü, Bulgaristan’ın Belaslatina, Lofça, Bejanova, Palamarsa, Köklüce ve Terbi isimli köy ve kasabalarından göç eden 200 civarında Doksanüç Muhaciri aile tarafından 1895 yılında kurulmuştur. Belaslatina ve Lofça’dan gelen aileler, 1877-78 Osmanlı-Rus Harbi (Doksanüç Harbi) sırasında ve bu harbi izleyen yıllarda Bulgaristan’dan Trakya’ya göç etmişlerdir. Bu aileler, Keşan ve İpsala’nın bazı köylerinde 17 yıl yaşamışlardır. Bu aileler, kendi içlerinden Molla Fettah, Kasap İbrahim, Molla Mehmet ve Hacı İbrahim isimli dört kişiyi seçerek bir köy yeri bulmaları ve satın almakla görevlendirmişlerdir. Bu dört kişi Anadolu’ya geçmiş, çeşitli yerleri gezdikten sonra Biga’da bulunan “Yeniçiftlik” isimli 36 bin dönüm büyüklüğünde bir çiftliği, sahipleri Ceymis Vilyam Vital ve İsmail Zühtü Bey’den 5500 Osmanlı Lirası karşılığında 1895 yılının Ağustos ayında satın almışlardır. Çiftlik, her biri 27,5 Osmanlı Lirası değerinde 200 hisseye bölünmüş ve 200 civarındaki aileye dağıtılmıştır. 1895 yılının Sonbaharında göç başlamış ve izleyen kış köy kurulmuştur. Kurulan köye ilk önce Keşan ve İpsala civarında on yedi yıldır yaşayan Belaslatina ve Lofça kökenli aileler yerleşmiştir. Daha sonra bunlara Bulgaristan’ın değişik yerlerinden (Bejanova, Palamarsa, Köklüce, Terbiköy) gelen diğer aileler de katılmıştır.

 

ABSTRACT: The Foundation of “Ninety-Three Immigrants” Villages in Biga: Example of Yeniçiftlik Village.- The village of Yeniçiftlik, which was located in the District of Biga in the Province of Çanakkale, was founded, in 1895, by approximately 200 families which emigrated from Bulgaria (i.e. Belaslatina and Lofça) to Turkey, during the Turkish-Russian War of 1877-78 and its aftermath. At first, for a period of seventeen years, these families settled temporarily in some villages located in the Keşan and İpsala Districts in the Thrace Region. These families later designated and instructed four individuals from amongst them, Molla Fettah, Kasap İbrahim, Molla Mehmet and Hacı İbrahim, to purchase farmland for the purpose of establishing a village. These four individuals traveled to Anatolia in search of farmland, and in August of 1895, they purchased 3,600 hectares (36 square kilometers) of farmland for 5,500 Ottoman Liras from Ceymis Vilyam Vital and İsmail Zühtü Bey. The farmland was sub-divided into 200 lots, each lot having a value of 27,5 Ottoman Liras, and distributed to these families. In the fall of 1895, the emigration movement from Thrace began, and the Yeniçiftlik Village was founded. In the years that followed, other immigrant families which came from Bulgaria also settled in Yeniçiftlik.


 

Giriş

Çanakkale ili Biga ilçesinde toplam 113 adet yerleşim yeri vardır. Bunlardan 6’sı belediye (Biga, Karabiga, Gümüşçay, Kozçeşme, Balıklıçeşme, Yeniçiftlik), geri kalan 107’si ise köydür[1]. Bu belde ve köylerin büyük çoğunluğu, aşağıda ayrıntılarıyla göreceğimiz gibi, “Doksanüç Harbi” olarak bilinen 1877-78 Osmanlı-Rus Harbinden sonra Bulgaristan’dan gelen kendilerine kısaca “Doksanüç Muhaciri” denen göçmenlerce kurulmuştur.

Biga’da Doksanüç Muhaciri olan bu köylerin nasıl kurulduğu konusunda bildiğimiz kadarıyla yapılmış bir çalışma yoktur[2]. İşte bu bildiride biz bu eksikliği bir ölçüde de olsa gidermeyi amaçlıyoruz. Şüphesiz, böyle bir çalışmada yapılması gereken şey, Biga’daki bütün Doksanüç Muhaciri köylerinin tek tek nasıl kurulduklarını kısaca inceleyip, bunların arasındaki kuruluşları bakımından benzerlik ve farklılıkları tespit etmek ve o dönemde bir muhacir köyünün kurulması konusundaki bağıntıları ortaya çıkarmaya çalışmaktır. Böyle bir çalışmanın yapılabilmesi için ise öncelikle her köy için yapılmış monografik çalışmaların bulunması gerekir. Ancak bilebildiğimiz kadarıyla Biga köyleri hakkında yapılmış monografik çalışmalar hemen hemen yok gibidir[3]. Böyle monografik çalışmalar olmayınca, köy çalışmalarını ilk elden yapmak gerekmektedir. Bu tür çalışmaları yapmak çok zordur. Ülkemizde mahallî arşivler ya yoktur, ya çok zayıftır, varsa da bunlara ulaşılması fevkalade güçtür. Böyle olunca çalışılan her köy konusunda bizzat o köye gitmek, sözlü kaynaklara başvurmak gerekmektedir. Sözlü kaynaklara başvurmak da çok sağlıklı bir yöntem değildir. Bugün Doksanüç Muhaciri köylerde en yaşlı kişiler dahi Türkiye'de doğmuş kişilerdir. Bu köylerdeki en yaşlı kişiler dahi asıl göç eden kişilerin çocukları veya torunlarıdır. Bunların dedelerinin nereden, nasıl ve ne zaman geldikleri konusunda verdikleri bilgilerin güvenirliliği fevkalade sınırlıdır. Keza, pek çok köye tek tek gidip bu konuları araştırmanın pratik zorluğu da ayrı bir meseledir. İşte biz bu nedenlerden dolayı, Biga’daki bütün muhacir köylerinin kuruluşunu değil, böyle bir incelemeye örnek teşkil etmesi amacıyla bu köylerden biri olan Yeniçiftlik köyünün kuruluşunu incelemeyi uygun gördük. Örnek köy olarak Yeniçiftlik köyünün seçilmiş olmasının tek nedeni, yazarın da bu köyden olması ve bu köyle ilgili bilgilere diğer köylere nazaran daha kolay ulaşabilmiş bulunması ve nihayet asıl önemlisi bu köyle ilgili 288 sayfalık bir monografinin yazılmış olmasıdır[4].

Bu bildiride esasen Yeniçiftlik köyü incelenmekle birlikte, öncelikle Biga’daki köyler hakkında genel bilgiler verilecektir ve bu şekilde, Biga’daki muhacir köyü olgusu kısaca gözler önüne serilmeye çalışılacaktır.

 

1. Biga’nın Köyleri

Önce aşağıda Tablo 1’de Biga ilçesindeki yerleşim yerlerinin (ilçe merkezi, belde ve köylerin) bir alfabetik listesi verilmiştir. Bu tabloda her yerleşim yerinin (köy veya beldenin) isminin hizasında, o köyün/beldenin etnik özelliği, ne zaman kurulduğu, kurucularının nereden göç ettiği hakkında kısa bilgiler vardır. Tabloda yer alan “muhacir” terimi, bütün göçmenleri değil, 1877-78 Osmanlı-Rus Harbinden (Doksanüç Harbinden) sonra Bulgaristan’dan Biga’ya gelmiş olan anadil olarak Türkçe konuşan Müslüman göçmenleri ifade eder.

Tablo 1: Biga İlçesinde Yerleşim Yerleri 
(Sırasıyla: Köy veya Belde İsmi, Etnik Özelliği, Kuruluş Tarihi, Geldiği Yer [Ülke, Şehir, Köy])

ABDİAĞAPomak, 1891, Bulgaristan, Filibe, Rahova.

ADLİYE: Muhacir, 1889, Bulgaristan, Filibe vs.

AĞAKÖY: Muhacir, 1880, Bulgaristan, Razgrad/Şumnu.

AHMETLER: Yörük, 1561.

AKKAYRAK: Pomak, 1904, Bulgaristan, Filibe, Tomraç ve Küçükköy.

AKKÖPRÜ: Kumuk, 1872, Dağıstan, Aksay ve Mağaçkale.

AKPINAR: Yörük (Tarih?) + Pomak, 1891, Filibe, Dravna ve Foyna.

AKSAZ: Mubadele Muhaciri, 1925, Yunanistan, Selanik, Doyran, Langaza, Klepe ve Turgutlu. (Eski Rum köyüdür)

AKYAPRAK: Muhacir, 1879, Bulgaristan, Razgrad, Ayazlar köyü.

ANBAROBA: Yörük (Tarih?), + Muhacir, 1894, Bulgaristan, Osmanpazarı, Razgrad vs.

ARABAALAN: Pomak, 1885, Bulgaristan, Filibe, Lakavitsa.

AŞAĞI DEMİRCİ: Çerkez, 1877, Kafkasya, Adige, Kuban; + Doksanüç Muhaciri, Bulgaristan, Razgrat, Osmanpazarı, Şumnu, Aydos, Rusçuk, Silistre.

AYITDERE: Türkmen, 1411 + Muhacir, 1878, Bulgaristan.

AZİZİYE: Kumuk, 1869, Dağıstan.

BAHÇELİ (İhsaniye): Çerkez, 1874, Kafkasya, Adige, Kuban Havzası, + Bulgaristan Muhacirleri, 1878.

BAKACAK (İpkaiye): Çerkez, 1874, Kafkasya, Adige, Kuban Hafzası, + Muhacir, 1877, Bulgaristan, Şumnu, Osmanpazarı.

BAKACAKLIÇİFTLİĞİ: Muhacir, 1877, Bulgaristan, Filibe, Yeniköy.

BALIKLIÇEŞME (BELEDİYESİ): Muhacir, 1878, Bulgaristan, Tırnova, Şumnu, 1878

BEKİRLİ: Yörük, 1561, Karaçadırlı Aşireti.

BEZİRGANLAR: Yörük, 1648.

BİGA: Yerli + Muhacir + Pomak + Çerkez + Kumuk + Çeçen + Mubadele Muhaciri + Çingene, vd.

BOZLAR: Yörük, 1625 + Muhacir, 1943, Bulgaristan, Eski Cuma.

CAMİALAN: Pomak, 1900, Bulgaristan, Filibe, Daudvu, Kuruşu ve Drievu.

CİHADİYE: Çerkez, 1887, Kafkasya, Adige, Kuban.

ÇAKIRLI: Yörük, 1711.

ÇAVUŞKÖY: Yerli, Yörük ? 1385 ?

ÇELİKGÜRÜ: Muhacir, 1881, Bulgaristan, Razgrad, Karaveliler, Hocalar.

ÇELTİK: Muhacir, 1882, Şumnu, Akyar (Eski Bulgar köyüdür).

ÇEŞMEALTI: Pomak, 1878, Bulgaristan, Botevgrad, Orhaniye.

ÇINARDERE: Çeçen, 1864, Dağıstan, + Muhacir, 1878, Bulgaristan, Şumnu.

ÇINARLIKÖPRÜ: Çeçen, Dağıstan, 1848 + Muhacir, Bulgaristan, Çeşitli.

ÇÖMLEKÇİ: Muhacir, 1878 (Karağaç Köyünden gelen tarafından kurulmuştur).

DANİŞMENT: Yerli, 1171.

DEĞİRMENCİK: Mübadele Muhaciri, 1925, Yunanistan, Selanik Dedeağaç, + Muhacir, Bulgaristan, Kosova, Üsküp (Eski Rum köyüdür)

DEREKÖY (Şevketiye): Çerkez, 1872, Kafkasya, (AdigeKuban, Krosnodar, Tantogay ve Şinci köyleri, 1872.

DİKMEN: Muhacir, 1878, Bulgaristan, Kırcaali, Boruva.

DOĞANCI: Kumuk, 1877, Dağıstan, Aksay şehri Vadigilli, Elpeyli Torgalli, + Romanya ve Bulgaristan Muhacirleri, 1934.

EĞRİDERE: Muhacir, 1871, Eskicuma, Akmehmet Köyü, Şumnu Nasçı Köyü.

ELMALI: Pomak, 1882, Bulgaristan, Filibe, Bukova, Rakovutsa, Drenova.

EMİRORMAN (İhvaniye): Çerkez, 1881, Kafkasya, Adige, Kuban, Eskalay.

ESKİBAKACAK: Yörük, 1542 (Türk Bakacak).

ESKİBALIKLI: Yörük, 1600, + Tatar, 1761

EYBEKLİ: Yörük, 1731 + Pomak, 1878, Bulgaristan, Filibe, Rubcuz, 1878, + Muhacir, Bulg. Lofça

GEMİCİKIRI: Muhacir, 1881, Bulgaristan, Eskicuma, Kamçıboylu; Şumnu, Yasçı.

GEREDELİ: Yörük, 1445.

GERLENGEÇ: Muhacir, 1877, Razgrad, Sultaniye, Eskicuma Popköy.

GEYİKKIRI: Kumuk, Dağıstan, 1860 + Muhacir, 1878, Bulgaristan, Eskicuma, Balıksu, + 1934, Razgrad, Pabuççular.

GÖKTEPE: Muhacir, 1888, Bulgaristan, Eskicuma, Kayabaşı, Hocaköy.

GÜLEÇ KÖY: Muhacir, 1881, Bulgaristan, Tunca/Arda Akıncılar Köyü.

GÜMÜŞÇAY (BELEDİYESİ) (Demetoka): Yerli, Tarih ?.

GÜNDOĞDU (Karantı): Pomak, 1883, + Muhacir, 1883, Bulgaristan, Filibe, Evciler, +Şumnu Terbi Köy, Karlıova,

GÜRÇEŞME (Arapçeşme): Muhacir, 1877, Bulgaristan, Razgrad, Osmanpazarı, Araplar, Aşağı Kapdağı ve Ayazlar

GÜRGENDERE: Muhacir, 1884, Bulgaristan, Razgrad, Umur.

GÜVEMALAN KÖYÜ: Yörük, 1855 + Muhacir, 1895, Bulgaristan, Şumnu + Pomak, Filibe Küççükköy ve Tomaç.

HACIHÜSEYİNYAYLASI: Muhacir, 1891, Bulgaristan, Filibe, Tekke Köy.

HACIKÖY (Maksudiye): Çerkez, 1872, Adige, Kuban, + Muhacir, 1878, Bulgaristan Razgrad, Eskicuma, Şumnu.

HACIPEHLİVAN (Hulübeliler): Muhacir, 1878, Bulgaristan, Razgrad, Hülübe.

HARMANLI (Fiilik): Pomak, 1878, Bulgaristan, Filibe, Dervisova.+ Muhacir, Bulgaristan, Şumnu, Aydos

HAVDAN: Pomak, 1881, Bulgaristan Filibe, Poyna, Dravna, Bukfu.

HİSARLI (Hasalı): Yörük, 1711.

HOŞOBA: Yörük, 1767 + Muhacir, 1877, Bulgaristan, Razgrad, Ada Köyü, Lofça.

ILICABAŞI: Pomak, 1893, Bulgaristan, Filibe, Lakaviça, Corgan, Tafrişna.

IŞIKELİ (Eşekçi): Pomak, 1896, Bulgaristan, Filibe, Lokavitsa.

İDRİSKORU (Tevfikiye): Çerkez, 1873, Kafkasya, Adige, Kuban, 1873.

İLYASALAN: Pomak, 1911, Bulgaristan, Filibe, Tomraç ve Küçükköy.

İSKENDERKÖY: Pomak, 1878, Bulgaristan, Filibe, Drenova, + Yunanistan Dedeağaç, + Kosova Ronen (Eski Bulgar köyüdür).

KAHVETEPE (Şerefiye): Çerkez, 1874, Kafkasya, Adige, Kuban.

KALAFAT: Boşnak, 1861, Saraybosna, Kesalak, Bihaç Velikakyaruşa, Sazin.

KALDIRIMBAŞI: Muhacir, 1878, Bulgaristan, Razgrad.

KANİBEY (Popköy): Muhacir, 1883, Bulgaristan, Razgrad, Popköy.

KAPANBELEN: Pomak, 1869, 1877, Bulgaristan, Filibe, Dobrulu Köyü.

KARAAĞAÇ: Muhacir, 1878, Bulgaristan, Razgrad, Karaağaç Köyü.

KARABİGA (Belediye): Yerli.

KARACAALİ: Yörük, 1700’ler + Muhacir, 1878, Bulgaristan, Şumnu, Çavuşköy, Kurtlar, Saraçlar.

KARAHAMZALAR: Yörük, 1700’ler+ Muhacir, 1897, Bulgaristan, Razgrad Şumnu, Akyar, + Şumnu, Siyahlar, 1934.

KARAPÜRÇEK: Yörük (Karakeçili), 1812 + Romanya Muhaciri, 1934, Köstence, Siyahlar Köyü.

KAŞIKÇIOBA: Yörük, 1761.

KATRANCI: Muhacir, 1877, Bulgaristan, Karlova, Bançeliköy.

KAYAPINAR: Muhacir, 1878, Bulgaristan, Razgrad, Araplar, Hocaköy, Dereköy, Ayazlar.

KAYNARCA: Pomak, 1896, Bulgaristan, Filibe, Çatrak, Direnova, Steminak, Çurkuvu ve Sriyavu.

KAZMALI: Muhacir, 1883, Bulgaristan, Şumnu, Dobruca, Pravda, Cumalı.

KEMER: Mübadele Muhaciri, 1925, Yunanistan, Dedeağaç, Vardar ve Selanik. (Eski Rum Köydür).

KEPEKLİ: Muhacir, 1903, Bulgaristan, Aydos, Kiremitçik Köyü.

KOCAGÜR: Muhacir, 1877, Bulgaristan, Şumnu, Hocaköy; Razgrad, Kurtlar.

KORUOBA: Yörük Tarih ? + Muhacir, 1878, Bulgaristan, Osmanpazarı, Karınabat, Tırnova, Silistre vs.

KOZÇEŞME (Belediye): Muhacir, 1884, Bulgaristan, Şumnu, Karaveliler.

OSMANİYE: Çerkez, 1877, Kafkasya, Adige, Kuban.

OTLUKDERE: Muhacir, 1879, Bulgaristan, Şumnu, Çobanköy, Osmanpazarı, Tırnova.

OVACIK: Yörük, 1761.

ÖRTÜLÜCE: Muhacir, 1904, Filibe, İnebekçi köyü, Kırcaali, Hasköy.

PAŞAÇAYI (Boğaalan): Yörük, 1681.

PEKMEZLİ: Yörük, 1261.

RAMAZANLAR: Yörük, 1461.

SARICAKÖY: Yörük, 1360.

SARIKAYA: Göçebe, 1860 + Pomak, 1879, Bulgaristan, Filibe, Rava, Yeşilköy, Tırmış.

SARISIVAT: Muhacir, 1886, Bulgaristan, Filibe, Baruva, (Kırcalı).

SARNIÇ: Yörük, 1711.

SAVAŞTEPE (Lütfiye): Çerkez, 1878, Kafkasya, Adige, Kuban.

SAZOBA: Muhacir, 1880, Bulgaristan, Razgrad, Kosovina.

SELVİ: Muhacir, 1887, Bulgaristan, Şumnu, Selvi, Görmekçe.

SIĞIRCIK; Muhacir, 1877, Bulgaristan, Razgrad, Osmanpazarı, Şumnu.

SİNEKÇİ: Muhacir, 1880, Bulgaristan, Eskicuma, Nasçıköy, Adaköy, Çukurkışla, Tekeli, Razgrad, Buğular.

ŞAKİRBEY: Muhacir, 1299, Bulgaristan, Eski Zağra.

ŞİRİNKÖY: Muhacir, 1880, Razgrad, Kosovina.

TOKATKIRI: Çerkez, 1265, Adige + Muhacir, Bulgaristan, Razgrad, Eski Zağra, Filibe vs.

YANIÇKÖY: Yörük, 1685.

YENİCEKÖY: Muhacir, 1893, Bulgaristan, Pravadi vs + Mubadele Muhacirleri, 1925, Yunanistan, Selanik, Florina, Dedağaç, Sofular (Eski Rum köyüdür).

YENİÇİFTLİK (Belediye): Pomak+Muhacir, 1895, Bulgaristan, Belaslatina, Lofça, Bejanova, Palamarsa, Köklüce, vs.

YENİMAHALLE: Muhacir, 1882, Bulgaristan, Razgrad, Doğandere, vd.

YEŞİLKÖY (Çilingir Mahallesi): Pomak, 1882, Bulgaristan, Filibe, Çilingir Köy.

YOLİNDİ: Pomak, 1878, Bulgaristan, Filibe, Naresçan,

YUKARIDEMİRCİ: Yörük (1861)+Muhacir, 1878, Bulgaristan, Şumnu, Eskiköy, Sırtmahalle.

 

Kaynak: Bu tablo esas itibarıyla http://www.bigarehberi.comhttp://www.bigaarsivi.com ve http://www.bigafreenet.com/sr2.php?id=10 internet sitelerinde yer alan çeşitli köy bilgilerinin tek tek taranması suretiyle tarafımızdan oluşturulmuştur. Bazı köy bilgileri tarafımızdan düzeltilmiştir. Sitelerde yer almayan bazı köylere ilişkin bilgiler tarafımızdan eklenmiştir. Bu sitelerde yer alan köy bilgilerinin kimin veya kimlerin tarafından hazırlandığı belirtilmemektedir. Bu fevkalade değerli köy bilgilerini hazırlayan kişinin veya kişilerin ismini burada zikredemediğimiz için üzgünüz. Köy bilgilerinde küçük hataların olması ihtimal dahilindedir. Ancak bizim kişisel olarak tanıdığımız pek çok köy hakkında sahip olduğumuz bilgi ile bu sitelerde yer alan bilgiler genel olarak uyuşmaktadır.

 

 

Yukarıdaki Tablo’nun incelenmesi sonucu, Biga’daki yerleşim yerlerini (köy ve beldeleri) öncelikle “yerli köyler” ve “yerli olmayan köyler”[5] olmak üzere ikiye ayırabiliriz. Biga köylerinin yerlerini görmek için bildirinin sonundaki Harita 1’e bakılabilir.

1.1. Yerli Köyler

Biga’da 26 yerli köy ve 3 tane yerli belediye vardır. Yerli köyler şunlardır: Ahmetler, Akpınar, Anbaroba, Ayıtdere, Bekirli, Bezirganlar, Biga (Belediye), Bozlar, Çakırlı, Çavuşköy, Danişment, Eskibakacak, Eskibalıklı, Eybekli, Geredeli, Gümüşçay (Belediye), Güvemalan, Hisarlı (Hasalı), Hoşoba, Karabiga (Belediye), Koruoba, Ovacık, Paşaçayı, Pekmezli, Ramazanlar, Sarıcaköy, Sarnıç, Yanıçköy, Yukarıdemirci. Ancak bunlardan dokuzu (Akpınar, Anbaroba, Ayıtdere, Bozlar, Eybekli, Güvemalan, Hoşoba, Koruoba, Yukarıdemirci) saf yerli köyü değildir. Bunların içinde Bulgaristan’dan 1877-78 Osmanlı-Rus Harbinden sonra gelen Türkçe konuşan muhacirler ve Pomaklar da bulunmaktadır. Keza Biga Merkez’de ilçenin köylerinde yaşayan bütün etnik gruplar da yaşamaktadır. Yerli köylerin etnik köken olarak büyük ölçüde Yörük olduğu söylenebilir. Bunlar genellikle Osmanlı döneminde göçebe olan Yörük aşiretlerinin iskan edilmeleri sonucu kurulmuşlardır. Bunların içinde en eski köylerin Danişment ve Pekmezli olduğu bilinmektedir. Danişment köyünün kuruluşunun Osmanlı’dan eskiye gittiği söylenir.

1876 tarihli Cezair-i Bahri Sefid Salnamesine göre, Biga’da 2557 hane Müslüman, 1015 hane Rum, 60 hane Ermeni ve 13 hane Kıpti yaşıyordu[6]. Aksaz, Değirmencik, Kemer ve Yenice köylerinin o zamanki ahalisi ise Rum idi. Çeltik ve İskender köy ise eski Bulgar köyleridir. 1877’den önce Biga ilçesinde az köy olmasına rağmen, çok çiftlik vardı. Bu çiftliklerin çoğu binlerce dönüm olmasına rağmen arazilerinin tamamı işlenemiyordu. Doksanüç Harbinden sonra Biga’ya binlerce muhacir akın etti ve Biga’nın bugünkü köylerinin çoğunluğu bu muhacirler tarafından kuruldu.

 

1.2. Yerli Olmayan Köyler

Bu 26 köy ve 3 belediyenin dışındaki bütün köy ve belediyelerin hepsi, yani 81 köy ve 3 belde 1870’lerden sonra kurulmuş yerli olmayan köy ve beldelerdir. Yerli olmayan köyler de kendi içinde büyüklük sırasına göre, Muhacir (39 köy), Pomak (16 köy), Çerkez (12 köy), Kumuk (4 Köy), Çeçen (4 köy), Mübadele Muhaciri (4 köy), Boşnak (1 köy) olmak üzere 8 gruba ayrılabilir.

1.2.1. Muhacir Köyleri

Biga’da yerli olmayan köyler arasındaki en büyük grubu “Muhacir” köyleri oluşturmaktadır. Burada hemen belirtelim ki, genel Türkçe’de “muhacir”, “göçmen” demektir[7]. Ancak Biga’da “muhacir” kelimesi “göçmen” kelimesine göre daha dar bir anlama sahiptir. Biga’da “muhacir” denince bütün göçmenler değil, sadece Bulgaristan’dan gelen ve anadil olarak Türkçe konuşan göçmenler anlaşılır. Biga’da Pomaklara, Çerkezlere, Kumuklara, Çeçenlere, aslında onlar da “göçmen” olmalarına rağmen “muhacir” denmez; doğrudan bu grupların kendi adları söylenir.

Biga’da 39 tane muhacir köyü vardır. Bunlar Adliye, Ağaköy, Akyaprak, Bakacaklıçiftliği, Balıklıçeşme (belediye), Çelikgürü, Çeltik, Çömlekçi, Dikmen, Eğridere, Gemicikırı, Gerlengeç, Göktepe, Güleçköy, Gündoğdu (Karantı), Gürçeşme (Arapçeşme), Gürgendere, Hacıhüseyinyaylası, Hacıpehlivan (Hulübeliler), Kaldırımbaşı, Kanibey (Popköy), Karaağaç, Karahamzalar, Katrancı, Kayapınar, Kazmalı, Kepekli, Kocagür, Kozçeşme (belediye), Otlukdere, Örtülüce, Sarısıvat, Sazoba, Selvi, Sığırcık, Sinekçi, Şakirbey, Şirinköy, Yenimahalle. Bu köylerin dışında ayrıca 17 köyde de muhacirler diğer gruplar (yerliler, Pomaklar, Çerkezler, Kumuklar) ile birlikte yaşamaktadır.

Muhacir köyleri, 1877-78 Osmanlı-Rus Harbinden sonra Bulgaristan’ın değişik yerlerinde gelen ve kendilerine “Doksanüç Muhaciri” denen kişiler tarafından 1878-1904 yılları arasında kurulmuşlardır. Biga’daki muhacir köylerinin çoğunluğu Bulgaristan’ın Razgrad, Eskicuma, Şumnu şehirleri civarındaki köylerden gelmektedirler.

Ayrıca belirtelim ki, Biga ve köyleri Bulgaristan’dan her zaman muhacir almaya devam etmiştir. 1951-1952 yıllarında, 1970’lerde, 1989’da Biga Merkeze ve bazı köylerine yerleşen Bulgaristan’dan gelen muhacirler olmuştur.

Biga’daki muhacir köylerinin çoğunluğu Bulgaristan’daki bir Türk köyünün olduğu gibi göç edip Biga’da yeni bir köy kurmaları şeklinde kurulmamıştır. Bu köylerin pek çoğu, Bulgaristan’ın birkaç köyünden gelen muhacir ailelerinin bir araya gelerek kurdukları köylerdir. Kayapınar gibi 42 hane tarafından kurulmuş küçük bir köy bile, Bulgaristan’ın dört ayrı köyünden (Razgrad’ın Araplar, Dereköy, Ayazlar ve Osmanpazarı’nın Hoca köylerinden) gelen muhacir aileler tarafından kurulmuştur[8].

Biga’daki muhacir köylerinin bir kısmı Doksanüç Harbinden hemen sonra 1878 yılında kurulmuştur. Ama bu köylerin çoğunluğu 1877-78 Harbinden 5-10 yıl sonra özellikle 1880’li yıllarda kurulmuştur. 1890’larda kurulan köyler de vardır. Bu köyleri kuran aileler, bu köyleri kurmadan önce Trakya’nın ve hatta Çanakkale ve Balıkesir’in çeşitli köylerinde geçici olarak 5, 10, 15 yıl kadar yaşamışlardır.

Biga’daki muhacir köyleri devletin izniyle kurulmuşsa da, bu köylerin devlet tarafından kurulduğunu, muhacirlerin devlet tarafından başarıyla iskân edildiği söylenemez. Bu köylerin çoğunluğu bu köyleri kuran ailelerin kendi çabaları sonucunda kurulmuştur. Keza pek çok köyün kurulduğu arazi de çoğunlukla çevredeki yerli köylerden veya çitliklerden ücreti mukabilinde satın alınmıştır.

Bu özelliklerin hepsi aşağıda Yeniçiftlik köyü örneğinde de görülebilir.

1.2.2. Pomak Köyleri

Yerli olmayan köyler grubunda ikinci sırada Pomak köyleri gelmektedir. Biga’da toplam 16 tane Pomak köyü vardır. Bunlar Abdiağa, Akkayrak, Arabaalan, Camialan, Çeşmealtı, Elmalı, Harmanlı, Havdan, Ilıcabaşı, Işıkeli (Eşekçi), İlyasalan, İskenderköy, Kapanbelen, Kaynarca, Yeşilköy (Çilingir Mahallesi), Yolindi köyleridir. Bunların dışında Akpınar, Eybekli, Gündoğdu, Sarıkaya, Yeniçiftlik (Belediye) köylerinde de Pomaklar yaşamaktadır.

Pomak köylerinin çoğunluğu o zamanlar Filibe’ye bağlı çeşitli köylerden gelmektedirler. Bu tür Pomaklara “Rodop Pomakları” da denmektedir. Bu köyler genellikle dağlık veya arazisi engebelik bölgelerde kurulmuştur. Biga’daki Pomak köylerinden ikisini (Çeşmealtı ve Yeniçiftlik (kısmen Pomaktır)) kuran aileler, Kuzey Batı Bulgaristan’dan gelmektedir. Çeşmealtı köyünü kuranlar Botevgrad (Orhaniye), Yeniçiftlik köyünü kuranlar Rahova’ya bağlı Belaslatina köyünden gelmektedir. Bunlara “Lofça Pomakları” da denmektedir[9]. Çeşmealtı ovada kurulmuştur. Yeniçiftlik köyünün arazisinin büyük çoğunluğu oldukça düz bir arazidir.

Pomaklar, kendisine Pomakça denen bir dil konuşmaktadırlar. Bu dil, tamamıyla Türkçe’den farklıdır ve büyük ölçüde Bulgarca’ya benzemektedir. Bununla birlikte Pomaklar genellikle Türkçe de bilirler. Eski zamanlarda Pomak kadınlarının Türkçe bilmedikleri söylenir. Günümüzde Pomakçanın Türkçe karşısında gerilediği bir gerçektir. Karma Pomak köylerinde (örneğin Yeniçiftlik’te) Pomakça konuşan kimse kalmamıştır.

Pomak köylerinin göç ediş ve kuruluş hikayeleri muhacir köylerinin göç ediş ve kuruluş hikayelerine tamamıyla benzemektedir.

1.2.3. Çerkez Köyleri

Yerli olmayan köyler arasındaki üçüncü büyük grubu Çerkez köyleri oluşturmaktadır. Biga’da toplam 12 Çerkez köyü vardır. Bunlar Aşağıdemirci, Bahçeli (İhsaniye), Bakacak (İpkaiye), Cihadiye (Buzalık), Dereköy (Şevketiye), Emirorman (İhvaniye), Hacıköy (Maksudiye), İdriskoru (Tevfikiye), Kahvetepe (Şerefiye), Osmaniye, Savaştepe (Lütfiye), Tokatkırı köyleridir. Ancak Aşağıdemirci, Bahçeli, Bakacak, Tokatkırı ve Hacıköy’de muhacirler de yaşamaktadır. Özellikle bugün Tokatkırı bir Çerkez köyünden ziyade bir muhacir köyüne dönüşmüştür. Bu köylerdeki Çerkezler, Adige Çerkezidir ve Kafkasyanın bugün Adige Cumhuriyeti sınırları içinde kalan Kuban nehri havzasından gelmektedirler. Biga’daki Çerkez köyleri genelde 1870’li yıllarda kurulmuşlardır ve Muhacir köylerine nazaran 5-10 yıl kadar daha eskidirler.

1.2.4. Kumuk Köyleri

Yerli olmayan köyler arasında dördüncü grubu Kumuk köyleri oluşturmaktadır. Biga’da, Akköprü, Aziziye, Doğancı ve Geyikkırı olmak üzere 4 tane Kumuk köyü vardır: Ancak Doğancı ve Geyikkırı’da Bulgaristan muhacirleri de yaşamaktadır. Biga’daki Kumuk köylerinin Dağıstan’ın, Aksay ve Moğaçkale bölgelirinden geldikleri söylenmektedir.

1.2.5. Mübadele Muhaciri Köyleri

Biga’da yerli olmayan köyler arasında beşinci grubu mübadale muhaciri köyler oluşturmaktadır. Bunlar 4 tanedir. Aksaz, Değirmencik, Kemer ve Yeniceköy’dür. Bunlar eski Rum köyleridir. 1925 yılında Türkiye’deki Rumlar ile Yunanistan’daki Müslümanlar arasında mübadele (değişim) yapılınca Biga’daki bu dört köydeki Rumlar Yunanistan’a gönderilmiş, onların yerine de Yunanistan’dan Müslümanlar getirilmiş ve bu köylerde iskân edilmişlerdir. Bunlar Yunanistan’dan Selanik, Doyran, Langaza, Klepe, Turgutlu, Dedeağaç dolaylarından gelmektedirler. İçlerinden bazılarının Çingene olduğu ve köylerini terk edip Biga’ya yerleştikleri rivayet edilir. Aksaz’da Doğu Karadeniz bölgesinden gelenler de vardır. Değirmencik ve Yeniceköy’de ise Bulgaristan muhacirleri de yaşamaktadır.

1.2.6. Çeçen Köyleri

Biga’da yerli olmayan köyler arasında iki de Çeçen köyü vardır. Bunlar Çınardere ve Çınarköprü’dür. Çeçenler Dağıstan’dan gelmişlerdir. Her iki köyde de bugün Bulgaristan muhacirleri de yaşamaktadır.

1.2.7. Boşnak Köyü

Biga’da bir de Boşnak köyü vardır. Bu köy Kalafat’tır. Kalafat köyü, 1861 yılında Bosna’nın Keselak kasabasından, Bihaç kasabasına bağlı Velikakladuşa köyünden ve Sazin bölgesinden gelen Boşnak muhacirler tarafından kurulmuştur.

1.2.8. Romanya Muhacirleri

1934 yılında Biga’ya Romanya’dan da muhacir gelmiştir. Romanya’nın Köstence şehrinin Siyahlar köyünden gelen muhacirler aslen Yörük olan Karapürçek köyüne yerleştirilmişlerdir. Yine Köstence’den gelen Romanya muhacirleri aslen Kumuk olan Doğancı köyüne de yerleşmişlerdir.

1.2.9. Arnavutlar

Biga’da bir Arnavut köyü yoksa da gerek ilçe merkezinde, gerek bazı köylerde Arnavut ailelere rastlanmaktadır.  

Bu şekilde Biga’daki göçmen köyleri genel olarak gördükten sonra şimdi bir muhacir köyünün kuruluşuna örnek teşkil etmesi açısında Yeniçiftlik köyünün kuruluşunu inceleyelim.

 

2. Yeniçiftlik Köyünün Kuruluşu

Çanakkale ili Biga ilçesine bağlı Yeniçiftlik köyünde 1992 yılında Belediye kurulmuştur. O nedenle bugün köy değil, belde statüsündedir. Ancak bizim inceleme dönemimizde bu Yeniçiftlik bir köy olduğu için biz bu çalışmada Yeniçiftlik “belde”sinden değil, köyünden bahsedeceğiz.

2.1. Köyün İsmi

Köyün bugünkü ismi Yeniçiftlik’tir. Ancak bu köy, 1930’lu yıllara kadar iki isimli bir köydür. Birincisi “Yeniçiftlik”, ikincisi ise “Lofça-i Cedid”dir. Lofça-i Cedid, “Yeni Lofça” demektir. Köyün kurucularının bir kısmı Bulgaristan’ın Lofça şehrinden ve bu şehrin bazı köylerinden geldikleri için bu köye, kendi geldikleri yerin anısını yaşatmak için “Yeni Lofça” anlamına gelen “Lofça-i Cedid” isminin vermiş oldukları tahmin edilebilir. Lofça-i Cedid ismi 1930’lara kadar resmen kullanılmıştır. Örneğin köy kütüğünde 1930’lara kadar doğmuş olanların doğum yeri olarak Yeniçiftlik değil, Lofça-i Cedid yazılmıştır. Keza 1932 doğumlu bazı kişilerin nüfus cüzdanlarında da bugün doğum yeri olarak Lofça-i Cedid yazdığı görülmektedir. Bununla birlikte Yeniçiftlik ismi de bu köy için daha başlangıçtan itibaren gerek resmen gerek halk arasında kullanılmıştır. Örneğin şimdi yıkılmış olan eski ilkokul binasının giriş kapısının üstündeki mermer levhada eski harflerle “Yeniçiftlik İlk Mektebi-1926” yazmaktadır[10]. Keza 1917 (1333) tarihli Memalik-i Osmaniye-i Duhan İdare-i İnhisariyesi (Osmanlı Devleti Tütün Tekel İdaresi) başlıklı ve Mehmet oğlu Ramazan adına kesilmiş defter numarası 1, varak numarası 9 olan bir tütün alım makbuzunda köyün ismi Lofça-i Cedid olarak değil, Yeniçiftlik olarak yazılmıştır[11]. Keza Biga Askerlik şubesi tarafından Yakub oğlu Ömer adına düzenlenmiş, 1920 (1336) tarihi ve 12/8 nolu bir terhis kağıdında da köyün adı Lofça-ı Cedid olarak değil, Yeniçiftlik olarak yazılmıştır[12]. Anlaşılan odur ki, 1930’lara kadar gerek resmen, gerek gayri resmi olarak adı geçen köy için, hem Yeniçiftlik, hem de Lofça-ı Cedid ismi kullanılmıştır. Nitekim bu husus, ileride kendisinden bahsedeceğimiz Biga Sandık Emini tarafından düzenlenmiş 30.11.1314 (1898) tarihli Hüccet isimli bir belgeden de açıkça anlaşılmaktadır. Bu belgede bu köyden “Kale-i Sultaniye sancağına muzaf Biga kazasına tâbi Yeniçiftlik demekle maruf çiftlik, nam-ı diğer Lofça-i Cedid Kariyesi” olarak bahsedilmektedir.

2.2. Köyün Kuruluş Tarihi

Yeniçiftlik köyü, Rumî 1311, Miladî 1895 senesinde kurulmuştur. Kuruluş tarihi konusunda, sözlü kaynaklar dışında iki ayrı yazılı kanıta sahibiz. Bir kere Biga Sandık Emini tarafından düzenlenen 30.11.1314 (yani 30 Kasım 1898) tarih ve 484 numaralı ve kendisine “Hüccet” denilen bir belgede, Yeniçiftlik köyünün arazisini teşkil eden çiftliğin 1311, yani 1895 senesinin Ağustos ayında alındığı yazılmaktadır. İkinci olarak Yeniçiftlik köyü (ve şimdi Ece Mahallesi) muhtarlığında bulunan köy nüfus kütüğünü incelediğimizde, 1311 (1895) ve daha eski doğumluların doğum yeri olarak Bulgaristan’ın çeşitli yerlerinin veya İpsala veya Keşan gibi Trakya’daki yerlerin yazıldığını, 1312 (1896) yılında doğanların ise doğum yeri olarak Lofça-i Cedit yazdığını görüyoruz. Örneğin 164 nolu hanede kayıtlı olan Abdülfettah’ın (Aygün/Engin) 1312 (1896) doğumlu kızı Selime Lofça-i Cedit doğumludur. Yine 174 nolu hanede (Saklı) kayıtlı olan 1312 (1896) doğumlu olan Cemile’nin doğum yeri olarak Lofça-i Cedit yazılıdır. Yeniçiftlik’te ilk bebekler, 1312 (1896) yılında doğduğuna göre Yeniçiftlik köyünün 1312 (1896) yılında kurulu olması gerekir. Köyün yeri 1895 yılının Ağustos ayında satın alındığına göre, köyün ilk sakinlerinin, köye 1895 yılının Eylül, Ekim, Kasım, Aralık aylarında yerleşmiş olduklarını tahmin edebiliriz.

2.3. Köyün Kurucularının Geldikleri Yerler

Yeniçiftlik köyünün kuran ailelerin istisnasız hepsi Bulgaristan muhaciridir. Ancak bu aileler Bulgaristan’ın tek bir köyünden değil, sekiz-on ayrı köyünden gelmişlerdir. Yeniçiftlik köyünü kuran ailelerin Bulgaristan’dan geldikler yerler büyüklük sırasına göre sekiz grup altında toplanabilir. Şimdi bunları sırasıyla görelim. (Yeniçiftlik köyünü kuran ailelerin Bulgaristan’dan geldikleri köyler ve göç yolları hakkında bildirinin sonundaki Harita 2’ye bakılabilir).

2.3.1 Belaslatina’dan Gelenler

Yeniçiftlik köyünün kurucuları arasında toplam 78 haneyle[13] en büyük grubu Bulgaristan’ın Belaslatina köyünden gelen Pomaklar oluşturmaktadır. Belaslatina Kuzey Batı Bulgaristan’da bugün Mihailovgrad iline bağlı, 1989 yılı itibarıyla 16068 nüfuslu bir ilçe merkezidir[14]. Bulunduğu yer hakkında Harita 2’ye bakınız. Belaslatina Tuna nehrinin 30 km kadar güneyindedir. Plevne’nin tam batısındadır. Plevne’ye karayoluyla 58 km uzaklıktadır. Lofça’nın kuzey batısında yer almaktadır. Lofça’ya 100 km kadar uzaktır. Belaslatina Romanya sınırına 30 km, Sırp sınırına 80 km kadar uzaklıktadır. Belaslatina, Biga’daki Bulgaristan muhacirlerinin geldiği Türkiye’ye en uzak yerdir. Belaslatina’nın daha batısında ve daha kuzeyinde Pomak veya Türk köyü bulunmamaktadır. Belaslatina Bulgaristan’da en kuzey batıdaki Müslüman köyüdür. 1877-78 Osmanlı-Rus Harbinden önce Belaslatina, başkenti Rusçuk olan Tuna Vilayetine tabi Rahva (Rahova) kazasına bağlıydı. Daha önceki yıllarda Belaslatina, İvraça (Vraça) kazasına da bağlı olmuştur[15]. 1873 yılında Belaslatina’da 100 Müslüman hane ve 181 Bulgar aile yaşıyordu[16].

2.3.2. Lofça ve Çevresinden Gelenler

Yeniçiftlik köyünün kurucuları içinde 74 hane, Lofça şehir merkezinden veya Lofça’ya bağlı köylerden gelmektedir. Zira, Yeniçiftlik köyü nüfus kütüğünde, toplam 74 hanede[17], ilk kişinin, “doğum yeri” olarak “Lofça” yazmaktadır. Bu 74 haneden 8 hane, Lofça şehrinin içinden, 14 hane (daha fazla olabilir) Lofça’nın Bejanova köyünden gelmektedir. Ancak geri kalanların Lofça’nın hangi köyünden veya köylerinden geldiklerini saptayamadık.

2.3.2.1. Lofça Merkezden Gelenler

Yeniçiftlik köyünün ilk kurucularından 8 hane Bulgaristan’ın Lofça şehrinin içinden gelmektedirler. Bu haneler, Levent, Sezen, Özer, Malkoç, Gezgin, Kahraman, Sümer ve Dündar isimli ailelerdir. Bu aileler Doksanüç Harbi sırasında (1877-1878) veya bu harpten sonra Lofça’dan İpsala’ya göç etmişlerdir. Bu ailelerin İpsala’nın içinde yerleştikleri ve orada takriben 15 yıl kadar yaşadıkları ve 1895 yılında Yeniçiftlik köyüne geldikleri anlaşılmaktadır. Yeniçiftlik köyüne ilk gelen ailelerin bu Lofçalı aileler olduğu söylenmektedir. Keza köyün eski ismi olan “Lofça-i Cedit” (yani Yeni Lofça) isminin de bu Lofçalılar tarafından koyulduğu rivayet edilmektedir.

2.3.2.2. Bejanova’dan Gelenler

Yeniçiftlik köyünün ilk kurucularından 14 hane, Bulgaristan’da Lofça’ya bağlı Bejanova köyünden gelmektedir[18]. Bejanova Lofça’ya bağlı bir köydür. Lofça şehrinin kuzey batısında bulunmaktadır. 1989 yılı itibarıyla nüfusu 2202’dir[19]. 1873 yılında 199 Müslüman aile ve 34 Hristiyan hane yaşıyordu[20] (Toplam 233 hane). Demek ki 1877’den önce Bejanova 1200-1300 nüfuslu orta büyüklükte bir köydü.

2.3.2.3. Lofça’nın Diğer Köylerinden Gelenler

Köy kütüğüne göre toplam 74 hane Lofça’dan gelmektedir. Bunların 8’inin Lofça’nın içinden, 14’ünün Bejanova’dan geldiğini biliyoruz. Geri kalan 52 hanenin ise Lofça’nın hangi köyünden veya köylerinden geldiklerini bilmiyoruz. Bunların Lofça’nın çok değişik köylerinden gelmeleri ihtimal dahilindedir. Örneğin 84 nolu Yüce soyisimli hanenin kurucusu olan Mehmet oğlu Mehmet ağanın Lofça’nın Borima köyünden geldiğini biliyoruz. Ancak diğer kişilerin Lofça’nın hangi köyünden geldiklerini saptayamadık. Bunların arasında Pomak olanların da bulunması ihtimal dahilindedir.

2.3.3. Palamarsa’dan Gelenler

Köyün ilk kurucularından 36 hane Bulgaristan’ın o zamanlar Razgrad kazasına bağlı olan Palamarsa köyünden gelmektedir[21]. Palamarsa günümüzde Razgrad ilinin Popovo ilçesine bağlı bir köydür. (Yeri için Harita 2’ye bakınız). Razgrad’a o zamanlar “Hezargrad” da denirdi. Palamarsa’nın 1989 yılı itibarıyla nüfusu 1259’dur[22]. Palamarsa’da 1873 yılında 259’u Müslüman ve 52’si Hristiyan olmak üzere toplam 311 hane vardı[23]. Bejanova ile Palamarsa arasında kuş uçuşu 150 km kadar bir mesafe bulunmaktadır. Belaslatina ile Plamasarsa arasında kuş uçuşu 175-180 km kadar bir mesafe vardır. Belaslatina ile Köklüce arasında kuş uçuşu mesafe 250 km’den fazladır. Bulgaristan’da iken Belaslatinalı, Bejanovalı, Plamarsalı, Köklüceli ailelerin birbirini tanıyor olmaları düşük bir ihtimaldir. Muhtemelen, bu ailelerin bir kısmı, göçün bir sonucu olarak Trakya’da, diğer kısmı ise Yeniçiftlik’te birbirileriyle karşılaştılar ve aynı köyde ortak bir geleceği paylaştılar.

2.3.4. Plevne’den Gelenler

Köy kütüğünde, Yeniçiftlik köyünün ilk kurucularından 26 kişinin doğum yeri olarak Plevne yazılıdır[24]. Dolayısıyla kuruculardan 26 hanenin Plevne kökenli olduğunu söyleyebiliriz. Bu kişilerin Plevne’nin hangi köyünden geldiklerini bilmiyoruz. Bu konunun araştırılması gerekir. Sadece 11 nolu Eski soyisimli hanede yer alan Ali oğlu Mustafa’nın hangi köyden geldiğini öğrenebildik. Yeniçiftlik köyünden Hilmi Eski, ninesinin kendilerine Plevne’nin Mıdıven köyünden geldiklerini söylediğini hatırlamaktadır. Ancak biz Plevne’nin bu isimde bir köyünü bulamadık. İsmi değişmiş olabilir veya söyleyişinde farklılık olabilir. Köy kütüğünde doğum yeri olarak Plevne yazanların bir kısmının Pomak olma ihtimali vardır. Örneğin 10 nolu hanede bulunan Hasan oğlu Ömer (AYA), 51 nolu hanede bulunan Tekaüd Arif (KURT), 69 nolu hanede bulunan Hasan oğlu Mehmet (ÖGE), 89 nolu hanede bulunan Osman oğlu Osman (TEMİZ), 99 nolu hanede bulunan Hacı İbrahim, 114 nolu hanede bulunan Mahmud oğlu İbrahim (ORHAN) isimli kişilerin Pomak olduğu bilinmektedir.

2.3.5. Şumnu’nun Köylerinden (Köklüce ve Terbiköy) Gelenler

Köy kütüğüne göre, Yeniçiftlik köyünün ilk kurucularından 21 kişinin doğum yeri Şumnu’dur. Dolayısıyla toplam 21 hanenin Şumnu kökenli olduğunu söyleyebiliriz[25]. Bu 21 haneden Bilge, Durmaz, Sevinç, Okan ve Arın aileleri Köklüce köyünden gelmektedir. Akan Gemici ve Sarı aileleri Şumnu’nun Terbi köyünden gelmektedir. Ancak diğer hanelerin Şumnu’nun hangi köyünden geldiklerini tespit edemedik. Belki onlar da Köklüce veya Terbi köyden geliyor olabilirler.

Köklüce, Şumnu iline bağlı bir köydür (Harita 2’e bakınız). Köklüce’nin bugünkü adı Venetz’dir. 1989 yılı itibarıyla nüfusu 1560’tır[26]. Bugün de ahalisi tamamıyla Türk’tür. Köklüce’de 1873 yılında 78 hane yaşıyordu ve hepsi de Türk idi[27]. Köklüce Şumnu’nun 35 km kadar kuzeyinde bulunmaktadır. Köklüce’nin bulunduğu muhite Deliormanlar denmektedir. Köklüce, Deliormanlar denen bölgenin aşağı yukarı tam merkezinde yer almaktadır. Deliormanların tamamı Osmanlı döneminde saf Türktü[28]. Günümüzde de bu bölgenin % 90’ı Türktür.

Terbiköy, Şumnu iline bağlı bir köydür (Harita 2’ye bakınız). Terbiköyün adı, “Terviköy”, “Teğbiköy” veya “Tebiköy” olarak da söylenmektedir. Terbiköy’ün bugünkü adı Kapitan Petko’dur. 1989 yılı itibarıyla nüfusu 1174’tür[29]. Terbiköy’de 1873 yılında 77 hane yaşıyordu ve hepsi de Türk idi. Terbiköy’ün bugün de ahalisi tamamıyla Türk’tür.

2.3.6. Filibe’den Gelenler

Yeniçiftlik köyünün kurucuları arasında toplam 15 adet Filibe’den gelen aile de vardır[30]. Zira, köy kütüğünde, köyün ilk kurucularından 15 kişinin doğum yeri olarak Filibe yazılıdır. Bu kişilerin Filibe’nin hangi köyünden geldiklerini tespit edemedik. Filibe, Edirne-Sofya yolu üstünde bulunan ve orta Bulgaristan’da yer alan büyük bir şehirdir. Filibe’ye eskilerin “Hulübe”, “Hulbe” veya “Fulbe” dediği de olur. Yeniçiftlik köyünün yaşlıları, Filibe’den gelen bu ailelerin, köyün geri kalan kısmından birçok bakımından farklı olduğunu ve değişik bir şiveyle Türkçeyi konuştuklarını hatırlamaktadırlar. Burada şunu da belirtelim ki, genellikle Yeniçiftlik’te Filibe’den gelen insanlar olduğu bilinmemektedir. Keza Yeniçiftlik köyünde kendilerine Filibeli denen bir grup da yoktur.

2.3.7. Harmanlı’dan Gelenler

Yeniçiftlik köyünü kuran ailelerden 13’ü[31] Harmanlı’dan gelmektedir[32]. Harmanlı’dan gelen ailelerin Harmanlı’nın içinden mi, yoksa bir köyünden mi geldiklerini tespit edemedik. Harmanlı, Edirne’den sonra Bulgaristan’ın ilk şehridir. Bugünkü adı da aynıdır. Yeniçiftlik’te bu kişilere “Harmanlılı” denmemektedir. Zaten Yeniçiftlik’te Harmanlılı insanların olduğu bilinmemektedir. Bunların Harmanlı doğumlu oldukları sadece köy kütüğünde yazmaktadır. Bununla birlikte bu 13 ailenin ilk geldiklerinde ayrı bir grup teşkil ettiği hatırlanmaktadır. İlk geldiklerinde bu ailelere “Gündüzlüler” veya “Günüzerliler” denmekteymiş. Çünkü bu 13 ailenin hepsi Harmanlı’dan göç ettikten sonra Keşan’da Gündüzler veya Günüzerler denen bir çiftlikte 10-15 sene kalmışlar, oradan Yeniçiftlik köyüne gelmişlerdir. Köy kütüğünden de bunu anlıyoruz. Zira, yukarıdaki ailelerin 1293 (1878)-1311 (1895) yılları arasında doğan çocuklarının doğum yeri olarak Keşan yazılıdır.

2.3.8. Bulgaristan’ın Diğer Yerlerinden Gelenler

Yeniçiftlik köy kütüğü incelendiğinde yukarıda saydığımız yerlerin dışında, Bulgaristan’ın değişik yerlerinden gelen birkaç ailenin de bulunduğunu görüyoruz. Örneğin 91 nolu YAKIN soyisimli hanede kayıtlı Hasan oğlu Ahmet’in, 109 nolu YILMAZ soyisimli hanede kayıtlı Yusuf oğlu Hasan’ın ve 119 nolu BEKTAŞ soyisimli hanede kayıtlı Sadullah oğlu Süleyman’ın köy kütüğüne göre doğum yerleri Kızanlık’tır. Bu üç ailenin Yeniçiftlik köyüne gelmeden önce 10-15 yıl kadar İpsala’da kaldıkları anlaşılmaktadır. Zira, bunların köy kütüğüne göre 1304, 1309, 1311 İpsala doğumlu çocukları vardır. Köy kütüğüne göre 35 nolu OKŞİT soyadlı hanede kayıtlı Tahir oğlu Ahmet ve 44 nolu OLGUN soyadlı hanede kayıtlı Tahir oğlu Arif, Eski Zağra (Zağra-i Atik) doğumludur. Zaten bu sonuncu aileye “Zağralılar” denmektedir. Eski Zağra, orta Bulgaristan’da Balkan dağlarının güneyinde yer alan bir şehirdir. Kızanlık’a komşudur.

2.8.9. Yeniçiftlik Köyüne Sonradan Gelenler

Köy kütüğü incelendiğinde ilk 250 numaralı hanenin Yeniçiftliğin ilk kurucuları olduğu, 250’den sonra gelen toplam 70 hanenin (251-321 nolu haneler) köye daha sonra geldikleri anlaşılmaktadır. Yeniçiftlik köyüne 1960’lı yıllara kadar, evlilik yoluyla veya başka yollardan gelip yerleşenler olmuştur. Yeniçiftlik köyüne sonradan gelen ailelerin ve evlenme yoluyla gelen erkeklerin de büyük çoğunluğu Bulgaristan’dan, Trakya’dan ve Biga’nın çeşitli köylerinden (Kayapınar, Ağaköy, Göktepe, Kaldırımbaşı, Güleçköy, Karacaali, Fiilik, Kozçeşme, Kazmalı, Kapanbelen, Ilıcabaşı, vs.) gelmişlerdir. Yeniçiftlik köyüne sonradan gelenler de aslen Bulgaristan muhaciridir. Ancak bunların dedelerinin Bulgaristan’ın neresinden geldiklerini tam olarak bilmiyoruz.

2.4. Neden Göç Ettiler? (Göçün Sebebi: Doksanüç Harbi)

Doksanüç Harbi olarak bilinen ve rumî takvimle 1293, miladî takvimle 1877-78 yılında yapılan Osmanlı-Rus Harbine kadar, Yeniçiftlik köyünü kuran ailelerin Bulgaristan’da köylerindeki rahatı genelde iyiydi ve mutlu bir şekilde yaşıyorlardı. Ancak Doksanüç Harbi patlayınca Yeniçiftlik köyünü kuran ailelerin Bulgaristan’daki durumları çok kötüleşti. Özellikle Yeniçiftlik köyünü kuranların önemli bir kısmının geldiği Belaslatina, Bejanova, Lofça ve Plevne, Rus ordularının Sofya’ya yürüme yolu üzerinde bulunuyordu. Ruslar yolları üzerindeki köy ve kasabaları yakıp, yıktılar, Ruslardan cesaret alan Bulgarlar Müslümanlara saldırdılar, onların mallarını yağmaladılar.

Doksanüç Harbi sırasında 500.000 civarında Müslüman ölmüştür. Bunların çoğu asker değil, sivil halktır. Ve dahası ölenlerin çoğunluğunu da çocuklar, yaşlılar ve kadınlar oluşturmaktadır. Bunların bir kısmı Ruslar ve Bulgarlar tarafından katledilmiş, önemli bir kısmı da ya açlıktan, ya soğuktan, ya da salgın hastalıklardan ölmüştür. Toplam 1.230.000 civarında insanın da köylerini, şehirlerini bırakarak Makedonya’ya, Trakya’ya ve Anadolu’ya göç ettiği hesaplanmaktadır[33].

Belaslatina, Lofça, Plevne dolaylarında yaşayan Yeniçiftlik köyünün kuran ailelerin, Doksanüç Harbinin yarattığı tehlike karşısında şu iki şekilde davrandıkları tahmin edilebilir: Bir kısmı derhal göç etmiş, bir kısmı ise köy ve kasabalarında kalmış veya göç etmekle birlikte savaştan sonra geri dönmüşlerdir.

2.4.1. Savaş Sırasında Köylerinde Kalanlar veya Göç Edip Savaştan Sonra Köylerine Geri Dönenler

Doksanüç Harbinden sonra Yeniçiftlik köyünün kurucularının geldikleri Belaslatina ve diğer köyler tümden boşalmamıştır. Savaştan sonra da ve hâlâ bugün de bu köylerde Yeniçiftlik köyünün kurucularının akrabaları olan Müslümanlar yaşamışlardır ve yaşamaya devam etmektediler. Bu kişiler muhtemelen savaş sırasında köylerini terk etmeyen veya terk edip de geri dönen kişilerin torunlarıdırlar. Köylerinde kalanlar veya köylerine geri dönenler de savaştan sonra rahat edemediler. Pek çoğunun taşınır malları Bulgarlar tarafından yağmalanmış; bu arada bir çoğunun evi ve tarlaları Bulgarlar tarafından işgal edilmişti. Keza, işgale uğramış Müslüman köylerinde camiler yakılmış, yıkılmış veya kiliseye çevrilmişti[34]. Ayrıca Bulgar Hükümeti köylerde kalan veya geri dönenler içinde 20-40 yaş arasındaki erkekleri askere almak istiyordu[35]. Dahası Bulgar halktan bazı kimseler, Müslümanlara saldırıyor, olmadık hakaretler ve işkenceler ediyor, hırsızlık yapıyor, Müslümanların mallarını gasp ediyor, buna rağmen Bulgar resmî makamları, suçlu Bulgarları bulup cezalandırmıyor; Müslümanlara karşı suç işlenmesinin önüne geçmiyordu. Dahası, Türkler ağır bir vergi yükü altındaydılar ve savaştan yeni çıktıkları veya göçten yeni döndükleri için bu vergileri ödemeleri mümkün değildi[36]. Köylerinde kalan veya geri dönen insanlardan bir kısmı, durumun iyileşmediğini gördükten sonra, aşağıda göreceğimiz gibi, 1895 yılında Yeniçiftlik köyüne göç etmişlerdir[37].

2.4.2. Savaştan Hemen Önce ve Savaş Sırasında Göç Edenler ve Trakya’da Kalanlar

Yeniçiftlik köyünün asıl kurucularından olan Belaslatinalı Pomakların, Lofçalıların ve Plevnelilerin bir kısmı pek muhtemelen köyleri ve kasabaları daha Rus orduları tarafından işgal edilmeden birkaç gün önce veya işgal sırasında, Rus ordularının önünden kafileler hâlinde Trakya’ya göç etmişlerdir. Savaş sırasında göç edenler oldukça zorluk çektiler. Bir kere göç, 1877-78 kışında gerçekleşmiştir. Soğuk, açlık ve hastalıktan pek çok kişi ölmüştür. Keza muhacir kafilelerine Ruslar ve onlardan cesaret alan Bulgarlar da zaman zaman saldırmışlardır. Nihayette bu insanlar Trakya’da Keşan ve İpsala’ya gelmişlerdir.

Savaş sırasında göç edip, Keşan ve İpsala’da kalan bu ailelerin kimler olduklarını tam olarak bilmiyoruz. Ancak, Yeniçiftlik köyü nüfus kütüğünü inceleyerek İpsala ve Keşan’da kalanlar konusunda bazı tespitlerde bulunabildik.

2.4.1.1. İpsala’da Kalanlar.- Köy kütüğünün incelenmesinden toplam 47 ailenin[38] İpsala merkezde veya İpsala’nın köylerinde kaldığı kesin olarak anlaşılmaktadır. Çünkü bunların İpsala doğumlu çocukları vardır. Ve bu çocukların doğum tarihleri de 1295-1311 (1879-1895) arasına rastlamaktadır. Bu da onların Doksanüç Harbinden (1877-78) sonra Trakya’ya geldiklerini ve Yeniçiftlik köyünü kurmadan önce Trakya’da 17 sene yaşadıklarını göstermektedir. Bu ailelerin İpsala’nın neresinde tam olarak kaldığını bilmiyoruz. Lofçalı olarak bilinen sekiz ailenin İpsala’nın içinde, diğer ailelerin ise İpsala’nın Karpuzlu, Koyunyeri, İbriktepe, Sarpdere ve Koca Hıdır köylerinde kaldıkları söylenmektedir.

2.4.1.2. Keşan’da Kalanlar.- Köy kütüğünün incelenmesinden toplam 15 ailenin[39] Keşan’da kaldığı kesin olarak anlaşılmaktadır. Çünkü bunların Keşan doğumlu çocukları vardır. Ve bu çocukların doğum tarihleri de 1295-1311 (1879-1895) arasına rastlamaktadır. Bu ailelerin Keşan’ın neresinde kaldıklarını tam olarak bilmemekle birlikte bazı tahminlerimiz var. Bu ailelerden Kenar/Ergüç, Gülşen, Köse, Büyük, Türker, Osman oğlu Mehmet, Darcan, Çetin ailelerinin Keşan’ın Gündüzler (veya Günüzerler) köyünde veya çiftliğinde kaldıkları bilinmektedir. Gözler, Akgün, Mehmet oğlu Hüseyin (Pusatlı Hüseyin), Duran, Gün, ve Doğan ailelerinin ise Keşan’ın Küçük Mandıra köyünde kaldıkları söylenmektedir. Bu ailelerin Yeniçiftlik köyünde birbirine komşu arsalarda oturması da bunların daha önceden birbirini tanıdıklarını göstermektedir.

Yukarıdaki verilere göre İpsala’da ve Keşan’da kalan ailelerin toplam sayısı 62’dir. Ancak, Trakya’da kalan aile sayısının çok daha fazla olması muhtemeldir. Çünkü, biz yukarıdaki listeyi köy kütüğünde kayıtlı ailelerin İpsala ve Keşan doğumlu çocuklarının olup olmadığına bakarak oluşturduk. 1878-1895 yılları arasında Trakya’da olup da çocuk yapmamış aileleri bu şekilde tespit etmek haliyle mümkün değildir.

2.5. Yeniçiftlik Köyünün Kurucuları Yeni Bir Köy Kurma İşini Nasıl Planladılar ve Köyün Kurulacağı Çiftlik Arazisini Nasıl ve Kaç Liraya Satın Aldılar?

Yeniçiftlik köyünün kurulması kararının İpsala’da alındığı anlaşılmaktadır. Yukarıda açıklandığı gibi Yeniçiftlik köyünün kurucularının önemli bir kısmı zaten 1878’den beri İpsala merkezde ve köylerinde oturuyordu. Ancak burada pek rahat değillerdi. Muhtemelen o yıllarda Trakya’da çok sayıda muhacir vardı ve köy kuracak yeterli arazi yoktu. Keza, Yeniçiftlik köyünün kurucularının Trakya’yı pek güvenli bulmadıklarını, günün birinde buranın da Ruslar/Bulgarlar tarafından işgal edileceğinden korktukları rivayet edilmektedir. Neticede İpsala’da bulunan bu aileler Anadolu’dan bir yer satın alınması ve orada bir köy kurulması konusunda anlaşmışlar ve ondan sonra oraya göç edilmesine karar vermişlerdir. Anadolu’ya gidip, köy kurulabilecek bir arazi bulmaları ve satın almaları için kendi içlerinden dört kişi seçmişler ve onlara kendi adlarına hareket etmeleri için vekâlet ve para vermişlerdir.

Bu dört kişinin isimlerini ve keza Yeniçiftlik köyünün arazisinin nasıl alındığı ve taksim edildiği konusunda çok değerli ve sağlam bilgileri Biga Sandık Emini tarafından düzenlenen 30.11.1314 (yani 30 Kasım 1898) tarih ve 484 numaralı ve kendisine “Hüccet” denilen bir belgeden öğreniyoruz. “Hüccet” isimli bu belge, 1940 yılında dönemin Biga Noteri Hikmet Serim tarafından 24.7.1940 tarih ve Cilt 139/3, No: 641 sayılı bir belge ile yeni harflere çevrilmiştir. Bu belge bugün mevcuttur; bir nüshası bize Yeniçiftlik köyünden İsmet Yılmaz tarafından verilmiştir. Aşağıda bu belgenin yeni harfle yazılmış hâli bulunmaktadır. Bu “hüccet”ten Yeniçiftlik köyünün kuruluşuyla ilgili çok değerli bilgiler öğrenmekteyiz.

Hüccet

Üste yazılı pul-zat mühürü Esseyit Mehmet Nuri hususu atiyülbeyanın mahallinde bilistima ketp ve tahrir istida, iltimas olunduğuna binaen bu fakir elviye-i müstakilleden Kale-i Sultaniye sancağına muzaf Biga kazasına tâbi Yeniçiftlik demekle maruf çiftlik, namı diğer Lofçaicedit kariyesinde vaki Cami-i şerif ittisalinde mektebe varıp akabei meclisi şer’i ile eyledikte kariyei mezbure sakinlerinden Molla Fetteh ibni Memiş bin Mehmet ve İbrahim Ağa ibni elhaç İbrahim bin Mehmet ve Molla Mehmet ibni Hüseyin bin Ahmet, Elhaç İbrahimibni Abdürrahman namun kesan meclisi makudu mezkürede kariyei mezküre sakinlerinden baüssanülvesika muhtarı evvel Mehmet Behçet Ağa ibni Şerif Ağa ve muhtarı sani İsmail Ağaibni Ahmet Ağa mahzerlerinde her biri ikrarı tam ve tahriri kelam ve tabiri anülmeram edip Rumeli Vilayeti şahanesinden hicretle kariye şekline konularak iki yüz hanenin çiftliki mezkurda iskanlarına ba emri âlii müsaade buyrulduğundan beynimizde isimleri malum kesan namına vekaleten ve kendi namımıza asaleten çiftliki mezkur sahipleri tebai Devleti Aliyeden Dersaadette mukim Yenişehirli İsmail Zühtü Bey ile İngiltere devleti fahimesi tebasından müsyö Cems Vilyam Vital’den mezkur tapu kaleminin 311 senesi şehri Ağustos daimî defterinde 18 nodan 60 sıra nosuna kadar mukayyet ve beynelahali malümül hudut ve müştemilat ve dönümat 47 kıta senedi Hakanide muharrer emlak ve göl ve mera ve arazileri beher sehmi 27 buçuk lira olmak üzere ve 200 sehmi itibar edilmek üzere 5500 Lirayı Osmani semen ve bedel ili iştira ve teferru ve Defteri Hakani Nezareti celilesinde ve memuru huzurunda muamele-i ferağiyesi yalnız bizim namımıza bedel icra semen ve bedeli mezkurdan gayri teslim bayi ve fariğ merkumana ahali ile maa deynimiz kalan 2500 adet lirayı osmani mukabilisinde yine bir malümülmiktar arazi ve mera ve emlaki rehin makamında merkuman Zühtü Bey ve müsyö Vitale vefaen ferağ etmiş isek de, mezkur 200 sehimde namımız namı müstear olduğundan ve ba iradei seniye ve kariye teşkil kılınıp her fert sehimlerine göre ebniye inşa ve iskanla, ziraat ve heraset etmekte bulunduklarından ve deynin haylisi dahi ahali tarafından tediye edildiğinden deyni bakii mezkur tamamen tediye olunup fekki rehin olundukta bervechi mübin namımıza mukayyet olan emlak ve mera ve göl ve arazi ba sehami mezkur üzere çiftliki mezkurda meskun malumel esami kesana verildikleri semen ve bedel nispetinde ber mucibi nisam memuru huzurunda münferiden ve müştemian mezkur 192 sehmi takrir ve itayı senede ve muameleyi lazımesinin icrasına kendi reyleri ile amel etmeye ve bunların mütevakkıf olduğu umuru küllisine aharın hakları taalluk ettiği cihetle küllemaazültüke feente vekili mezmuni üzere azil ve inzalden mazune vekaleten devriyei sahihai şeriye ile merkuman Mehmet Behçet ve İsmail Ağaları tarafımızdan vekil ve naibi menap nasp ve tayin ve merkumanın vefat veya muhtarlıktan her ne suretle olursa olsun tebdilleri vukuunda anların yerine tayin kılınacak muhtarın ve onlar dahi vukuu vefat ve tebdillerinde marreten bade uhra yerlerine ahalice intihap edilecek zatların hususu mezkuru fereye ve kendi reyleriyle amel etmeyi kabullerine mevkuf izin ve ruhsat verdik dediklerinde merkuman Mehmet Behçet ve İsmail Ağalar dahil merkumun için sadır olan kelamlarından tasdik ve berveçhi muharrer vekaleti mezkureyi kabul ve hizmeti lazımelerini kemayenbaği adaya her biri taahhüt ve iltizam etmeği mevaki bittalep ketp ve imlâ olundu. Takrire fi yevmilhams elaşrin mim şehri aharü Recep misenetihi fi sitteti işrun ve selase miette vel’elf.

Şuhudühal: Kariyei mezkur mektep hocası Hafız Salih, Kariyei mezkur Ramazan hocası Daraliye tebasından Hafız Mustafa, Kariye mezkur ahalii umumiyesi dava vekili Biga’da mukim muhacirinden arzühalci Hüseyin Hüsnü efendi. Biga’da mukim Şumnu muhacirlerinden talikacı Mehmet Sadık ağa ve gayrin el hazirün.

No: 484 e bilkayıt mukabele olunmuştur.

No: 31 Kuruş 40, Yalnız kırk kuruş teslimi sandık olunmuştur.

30/11/1314

Biga Sandık Emini

İpsala’da göç kararı alan aileler tarafından seçilen bu dört kişi Molla Fettah, Kasap İbrahim, Molla Mehmet ve Hacı Kuku (Hacı İbrahim) namlarıyla tanınan kişilerdir[40]. Bunların hepsi 1880’li ve 1890’lı yıllarda İpsala’da kalıyorlardı. Molla Fettah ve Hacı Kuku aslen Belaslatinalı olup Pomaklardandır. Kasap İbrahim ve Molla Mehmet ise Lofçalıdır. Bu dört kişinin, kendi çevrelerinde en seçkin, en zengin, en saygın kişileri oldukları rivayet edilir. Yukarıdaki hüccetten anlaşıldığına göre, bu dört kişiye, göç etmek isteyen iki yüz kadar hane reisi, vekâlet ve bir miktar para vermişlerdir.

Bu dört kişi, köy kurulabilecek bir yer satın almak düşüncesiyle, rumî takvimle 1311, miladî takvimle 1895 yılının bahar veya yaz aylarında Anadolu’ya geçmişlerdir. Eskişehir, Bursa, Balıkesir illerini dolaşmışlar; buralarda uygun bir yer bulamamışlar, gezdikleri yerleri pek de beğenmemişlerdir. Neticede Biga’ya gelmişler, şimdi Yeniçiftlik köyünün olduğu yerde bulunan “Yeniçiftlik” ismiyle bilinen bir çiftliği görmüşler, bu çiftliği yeri, topraklarının verimliliği bakımından beğenmişler ve çiftliğin kahyasıyla görüşmüşler ve çiftliği satın almak istediklerin söylemişlerdir. Hüccette belirtildiğine göre, bu çiftlik o zamanlar İngiliz vatandaşı Mösyö Ceymıs Vilyam Vital ile Yenişehirli İsmail Zühtü Bey isimli iki kişiye aitmiş. (Vital’in 3/4, Zühtü Beyin 1/4 paya sahip olduğu söylenir). Hüccette her ikisinin de İstanbul’da oturduğu yazılıdır. Rivayetlere göre Çiftliğin kahyası, bu dört kişiyi alıp İstanbul’a götürüp, çiftliğin sahiplerinden Ceymıs Vilyam Vital ile görüştürmüş. Çiftliğin kayıtlarda 36 bin dönüm olduğunu ve içinde 9 bin dönümlük bir göl bulunduğunu öğrenmişler. Vital ile çiftliğin satışı konusunda pazarlık yapmışlar. Başta anlaşamamışlarsa da daha sonra anlaşmışlar.

Yukarıdaki “hüccet” isimli belgeden öğrendiğimize göre, Çiftlik, 5500 Osmanlı Lirasına (Lirayı Osmani) satın alınmıştır. Bu paranın 3000 liralık kısmı Mösyö Vitale peşin olarak ödenmiş; geri kalan 2500 liralık kısmı ise takside bağlanmıştır. Ve satım işlemi rumi 1311 (yani miladi 1895) senesinin Ağustos ayında Biga Tapu Dairesinde (Defteri Hakani Nezareti Celilesinde) resmen yapılmış ve çiftlik bu dört kişinin, yani Molla Fettah, Kasap İbrahim, Molla Mehmet ve Hacı Kuku’nun üzerine kaydedilmiştir. Henüz ödenmemiş olan 2500 liralık ikinci taksidi için de, çiftliğin bir kısmına güvence olarak rehin konulmuştur.

O zamanlar geçerli para birimi “Lirayı Osmanî (Osmanlı Lirası, Altın Lira)” idi. Bir Osmanlı lirası 7 gram 24 ayar altındı. Bugün bir Cumhuriyet altını eşdeğerindedir (Şubat 2006’da 160 YTL civarındadır). Yeniçiftlik köyünün kurulu olduğu çiftliğin bugünkü fiyatla 880.000 YTL’ye alındığı söylenebilir. 1895 yılı için 5500 Osmanlı Lirası büyük bir paradır. (Örneğin Biga’nın Emirorman (İhvaniye) köyünün arazisi 1881 yılında Gümüşçaylı Emir Ağa'dan 150 Osmanlı Lirasına[41], yine Kepekli köyünün arazisi 1903 yılında Demetokolı Pomak Hüseyin Ağadan 70 Osmanlı Lirasına satın alınmıştır[42].

2.6. Yeniçiftlik Köyüne Nasıl Göç Ettiler?

Dört kişi, çiftliği satın aldıktan sonra, 1895 (1311) Ağustosunda İpsala’ya döndüler ve oradaki aileler göç hazırlıklarına başladılar. İpsala’daki insanların Bulgaristan’da geldikleri köylerdeki akrabalarına da bir köy kurmak için yer satın aldıklarını gelmek isteyenlerin gelebileceklerini, fiyatını vs. haber verdikleri anlaşılmaktadır.

İpsala ve Keşan’da bulunan ailelerin 1895 yılının son baharında Eylül, Ekim, Kasım aylarında göç edip Yeniçiftlik köyüne geldikleri tahmin edilmektedir. Doğrudan doğruya Bulgaristan’dan gelen ailelerin de önemli bir kısmının 1895 yılının Ekim, Kasım aylarında göç ettikleri anlaşılmaktadır. Zira birçok ailenin 1895-1896 kışını burada geçirdikleri sanılmaktadır. Bulgaristan’dan göç etmeye karar veren ailelerin daha önceden tarlalarını ve mallarını değerinden aşağı da olsa satıp altına dönüştürdükleri söylenir. Köy yerinin alındığını öğrenince, gerekli hazırlıkları yapıp göç etmeye başladılar. Göç edenlerin önemli bir kısmı, öküz ve manda arabalarıyla geldiler. Arabalarında herhalde kışı çıkaracak kadar buğday, mısır, un, nohut, fasulye, yağ, pastırma, bulgur vb. yiyecekler getirdiler. Keza yanlarında çapa, kürek, saban, balta, bıçkı gibi araç ve gereçler vardı. Yine yanlarında at, koyun, keçi, tavuk, köpek, vs. getirmiş olabilirler. İpsala’dan gelenlerin koyunlarıyla birlikte geldiklerini biliyoruz. Aynı şekilde sahip oldukları para, altın vs.yi de getirebildikleri söylenir. Bazı ailelerin teneke dolusu sarı lira getirdikleri rivayet edilir. Geldikleri 1895 yılında bu konuda gerek Bulgar Prensliği’nin, gerek Osmanlı Devleti’nin kendilerine büyük bir zorluk çıkarmadığı belirtilmektedir. Gelirken altınlarını arabalarının arka dingillerinin, üstü demir kaplı, kendisi ağaçtan olan “yastık” tabir edilen ağacın içini oyarak sakladıkları ve üstünü bu yastığın demiriyle örttükleri rivayet edilir.

Palamarsa’dan gelen bazı zengin ailelerin eşyalarını ve yiyeceklerini manda arabalarıyla kara yolundan gönderdikleri, kendilerinin ise demir yoluyla önce Varna’ya gittikleri, gemiyle de Varna’dan İstanbul’a ve İstanbul’dan Karabiga’ya geldikleri anlatılmaktadır.

Karayoluyla göç edenlerin izlediği yollar Harita 2’de gösterilmiştir. Belaslatina, Lofça, Plevne ve Bejanova’dan göç eden ailelerin izlediği göç yolu şu şekildedir: İlkönce Lofça’nın biraz aşağısından geçerek Selvi’ye, oradan Gabrova’ya geçtiler. Balkan dağlarını, Gabrova ile Kızanlık arasında bulunan Şıpka geçidinden geçerek geçtiler. Şıpka geçidinden geçenler, bu ilginç geçidi çocuklarına, torunlarına anlatmıştır. Şıpka geçidini geçtikten hemen sonra Kızanlık’a gelmişlerdir. Kızanlık’tan sonra Eski Zağra’ya vardılar. Eski Zağra’dan Harmanlı’ya Harmanlı’dan da Edirne’ye ulaştılar. Palamarsa ve Şumnu dolaylarından gelen aileler ise Şumnu hizasından kuzeyden güneye istikametinde Edirne’ye geldiler. Şumnu ile Edirne arasında aşılmaz dağlar yoktur. O nedenle izledikleri yolu tam olarak bilmiyoruz.

2.7. Yeniçiftlik Köyüne Nasıl Yerleştiler?

Gelenler önce, köyün kurulacağı yeri seçtiler, kendilerine kışı geçirmek için kulubeler yaptılar ve daha sonra tarlaları ölçüp paylaştılar. Şimdi bunları kısaca görelim.

2.7.1. Köy Merkezinin Yeri Nasıl Seçildi?

Yeniçiftlik isimli yeni satın alınmış bu çiftliğe ilk gelen aileler, köyün, yani evlerin kurulacağı yeri önce seçtiler. Baştan, Kışla ve Kaymakamtepe mevkileri köy yeri olarak düşünülmüş ise de buralarda su olmadığı görülerek bundan vazgeçildi. Neticede kurucular, köyün, şimdi olduğu yerde kurulmasına karar verdiler. Burasının doğusu, güneyi ve batısı kapalı kuzeyi açık genişçe bir vadidir. Burada bol miktarda su olduğu için köy yeri olarak seçildiği söylenir. Yeniçiftlik köyünün kurulduğu yer daha önce, içine zor girilecek derecede ormanlık, meşelik, pırnallık, çalılık, kapinalık, kavaklık imiş.

2.7.2. İlk Kışı Nerede ve Nasıl Geçirdiler?

İlk gelen aileler sonbaharda geldiklerinden ilk kışı, yaptıkları çardak benzeri kulübelerde geçirmişler. Bu kulübeleri şu şekilde yaptıkları bana Yeniçiftlik köyünden 1913 doğumlu rahmetli Zekeriya Akan tarafından 1993 yılında dede ve ninelerinden naklen anlatıldı: Önce, duvar direği görevini görmesi için yerlere büyük kazıklar çakmışlar. Sonra bu kazıkların arasını ağaç dalları, çalı, pırnal, çırpıyla örmüşler. Kulübenin çatısını gölden kestikleri kamışlarla kaplamışlar. Kulübenin altını kestikleri pırnallarla döşemişler. Pırnalların üstüne de hasır yaymışlar. Bu hasırın üstünde bir kışı geçirmişler. Yağmur yağınca pırnalların altından şu akarmış, şırıl şırıl su seslerini duyarlarmış. İlk kışı geçirdikten sonra, yani 1896 yazında taştan evler yapmışlar. Bu taştan evlerin çatıları yine çoğunlukla kamışla örtülüymüş. Ancak hâli vakti olanlar, kiremitli çatılar da yapmışlar. Kerpiçli ve örme evler daha sonraki yıllarda yapılmış. İlk gelenler her evin bahçesine kuyu kazmışlar.

2.7.3. Çiftliği Nasıl Paylaştılar?

Biga Sandık Emini tarafından düzenlenen 30.11.1314 tarih ve 484 numaralı “Hüccet”ten öğrendiğimize göre, toplam 200 hanenin bu köye yerleştirilmesi planlandı ve muhtemelen bu nedenle alınan çiftlik, 200 hisseye bölündü. Hüccette çiftliğin 200 hisseye bölündüğü açıkça yazılıdır. Yeniçiftlik köyünü ilk kuran kişilerin 1895 yılında kaç hane olduklarını tam olarak bilmiyoruz. Köy kütüğü 1895 yılında değil, köy kurulduktan 20 yıl sonra 1915 yılında tutulmuştur. Bu kütüğe göre 1915 yılında Yeniçiftlik köyünde 250 hane vardır. 1895 yılında köyün ilk kurucularının 200 kişi civarında olduğu (her halükarda 250’den az) tahmin edilebilir. Bu 200 aileden çoğunluğu çitlikten bir hisse aldılar. Hüccette yazdığına göre bir hissenin bedeli yirmi yedi buçuk Osmanlı lirasıydı. Bir hisse alanlara 60 dönüm tarla ve iki dönüm de köy içinde arsa ölçüldü. Bazı haneler bir hisse değil, yarım hisse veya çeyrek hisse alabildiler. Diğer bazı haneler ise, bir buçuk veya iki hisse aldı. En çok dört ve altı hisse alan oldu. İdris efendi isimli bir kişi dört hisse, Süleyman Ağaların dedesi Mustafa Ağa’nın altı hisse aldığı söylenir. Ancak bu iki kişi istisna teşkil etmektedir.

Köyün kuruluşunda önemli rol oynayan, Çiftliğin yerini bulan ve pazarlıkları yapıp çiftliğin alımını gerçekleştiren Molla Fettah, Kasap İbrahim, Molla Mehmet ve Hacı Kuku’ya ikişer hisse verildi. Hüccetten de bu anlaşılmaktadır. Zira hüccette bu dört kişinin üzerinde 200 hisse kayıtlı olmasına rağmen, 192 hisseyi devir için vekâlet verdikleri yazmaktadır. Dolayısıyla dört kişiye toplam sekiz hisse ayrılmıştır. Ayrıca Hacı Kukuya hizmetlerinden dolayı arsa dışında bir de çiftliğin evlerinin verildiği rivayet edilmektedir.

Bu şekilde 36 bin dönüm çiftliğin aşağı yukarı 13 bin dönümü daha ilk yıl paylaştırılmış oldu. Geri kalan 23 bin dönümün 9 bin dönümü zaten göldü. Çiftliğin geri kalan 14 bin dönüm kadarlık kısmı, köylünün ortak kullanımına açık olmak üzere, harman yeri, mera, pırnallık ve meşelik olarak taksim edilmeden bırakıldı.

2.7.4. Köyün ve Tarlaların Planını Kim, Nasıl Çizdi?

Köyün yerleşim planını Pusatlı Hüseyin isimli olağanüstü yetenekleri olan birisi çizdi. Köyün aşağı yukarı bütün yolları geniş ve doğrudur. Bir ucundan diğer ucu görünür. Yol sınır çizgilerinin saman dökülerek çizildiği söylenir. Köyün ortasında ve değişik yerlerinde büyük meydanlar bırakılmıştır. Pusatlı Hüseyin, bir köy değil, âdeta bir şehir kurarmış gibi plân çizmiştir. Belki de Yeniçiftlik köyünün kurucuları, bir köy değil, şehir kurmayı arzu ediyorlardı ve o nedenle de köylerine isim olarak “Yeni Lofça” anlamına gelen “Lofça-i Cedit” ismini koydular. Tarlalar da Pusatlı Hüseyin’in idaresi altında ölçülmüştür. Hatta Pusatlı Hüseyin’in o zamanlar kullanılan “arşın” denilen ölçüyü kullanmadan altı dönümlük tarlaları, göz kararı ölçtüğü rivayet edilmektedir. Onun göz kararıyla altı dönüm olarak ölçtüğü tarlalar, kadastro ölçümlerinde de altı dönüm olarak çıkmıştır.

2.7.4. Tarlalar Nasıl Açıldı?

Köy içinde ölçülen arsalar ormanlık içindeydi. Tarlaların bir kısmı çiftliğin ekilen tarlalarıydı ve açıktı. Ama tarlaların önemli bir kısmı daha önce ekim yapılmamış yerlerdi. Buralar ağaç, pırnal, çalı vs.den çapayla kazınıp temizlendi.

2.7.5. Hisselere Nasıl Resmiyet Kazandırıldı?

Yukarıda açıklandığı gibi, köyün kurulu olduğu 36 bin dönümlük çiftlik arazisi, Bulgaristan’da, İpsala ve Keşan’da oturan 200 hane namına ve onların verdikleri parayla Molla Fettah, Kasap İbrahim, Molla Mehmet ve Hacı Kuku lakaplı dört kişi tarafından satın alındı. Satış işlemi de rumî 1311 senesinin, yani miladî 1895 senesinin Ağustos ayında bu dört kişi adına yapıldı ve çiftlik Biga Tapu Dairesinde bu dört kişinin adına tescil edildi. Daha sonra, 1895 yılının Ekim-Kasım-Aralık aylarında çiftlik 200 (veya 219) hisseye bölündü ve dedelerimizden ilk gelenlere verildi. Açıkta kalan hisseler de bir iki yıl içinde gelenlere verildi. Üç yıl geçtiğinde çiftliğin taksimatı büyük ölçüde tamamlanmıştı. Artık herkesin yeri belliydi ve herkes yerini üç yıldan beri de işliyordu. Ancak işledikleri yerler, tapuda Molla Fettah, Kasap İbrahim, Molla Mehmet ve Hacı Kuku üzerine kayıtlıydı ve bu yerlerin sahibi olarak resmen onlar görünüyordu. Çiftlik yeri satın alındıktan üç yıl sonra, rumî 1314, miladî 1898 senesinde hisselere resmiyet kazandırılması işine sıra geldi. Yani bu dört kişinin tapuya gidip, 200 civarındaki hissedarın her birine kendi hisselerini devretmeleri veya bu devir işlemi için vekâletname vermeleri gerekiyordu. Bu vekâlet senedine “hüccet” deniyordu.

Hüccet denilen belge, Biga Sandık Emini tarafından düzenlenen 30.11.1314 (yani 30 Kasım 1898) tarih ve 484 numaralı bir belgedir. Bu belge dönemin Biga Noteri Hikmet Serim tarafından 24.7.1940 tarihinde yeni harflere çevrilmiş ve 24.7.1940 tarih ve Cilt 139/3, No: 641 sayılı bir belge verilmiştir. Bu belge bugün mevcuttur. Bize İsmet Yılmaz tarafından verilmiştir. Yukarıda bu belgenin yeni harfle yazılmış hâli bulunmaktadır. Hüccette Biga Sandık Emini, kendisinden dilekçeyle istenmesi üzerine Yeniçiftlik diye bilinen Çiftliğe, yani Lofçaicedit köyüne 30 Kasım 1314 (yani 1898) günü gittiğini, bu Köyün Camisinin bitişiğindeki mektepte bir toplantı yapıldığını yazmaktadır. Hüccette yazdığına göre, bu toplantıda Molla Fettah, İbrahim Ağa (yani Kasap İbrahim), Molla Mehmet ve Hacı İbrahim (yani Hacı Kuku) isimli kişiler,

“bu çiftliği, çiftlik sahipleri Yenişehirli İsmail Zühtü Bey ile Mösyö Cems Vilyam Vital’den 1311 (yani 1895) senesinin Ağustos ayında 5500 Osmanlı Lirası bedelle, isimleri kendileri tarafından bilinen 200 hane adına vekaleten satın aldıklarını, satış bedelinin 3000 Osmanlı Lirası tutarındaki kısmını peşin olarak ödediklerini, geri kalan 2500 Osmanlı Lirasını takside bağladıklarını, taksit karşılığında, çiftliğin bir miktarına rehin konulduğunu, çiftliği 200 hisseye böldüklerini her hissenin 27 buçuk Osmanlı Lirası değerinde olduğunu, paranın hissedarlar tarafından verildiğini ve geri kalan taksidin de hissedarlar tarafından ödendiğini”

kabul ve ikrar etmişlerdir.

Daha sonra bu dört kişi, taksit tamamen ödenip, rehin kaldırıldıktan sonra, kendi üzerlerine kayıtlı 200 hisseden 192’sinin[43] hissedarlara devri amacıyla tapuda gerekli işlemlerin yapılabilmesi için Köyün o dönemki birinci muhtarı Mehmet Behçet ve ikinci muhtarı İsmail Ağalara vekâlet vermişlerdir. Hüccette ayrıca köyün birinci ve ikinci muhtarı Mehmet Behçet ve İsmail Ağaların ölmesi veya muhtarlıktan ayrılmaları üzerine yerlerine seçilecek kişilere de aynı şekilde vekâlet verdikleri belirtilmektedir. Hüccette, kendilerine vekâlet verilen birinci ve ikinci muhtar Mehmet Behçet ve İsmail Ağaların da vekâlet almayı kabul ettikleri ve üzerlerine düşen işlemleri tam ve doğru olarak yapmaya söz verdikleri yazılmaktadır.

2.7.6. Yeniçiftlik Köyü Mahallelere Nasıl Ayrıldı?

Köy içinde arsaların paylaşımı yapılırken, ilk sakinlerin arasında geldikleri yere göre mahalle ayrımı -tam olarak olmasa da- yapılmıştır. Yeniçiftlik köyünün ortasından geçen ve güneyden kuzeye doğru akan ve köyü tam ortasından doğu ve batı yakası olarak ikiye bölen bir dere vardır. (Bu dere 1970’li yıllardan başlayarak örtüldüğü için bugün görülemez). Bu derenin doğusunda (yani mezarlık tarafında) kalan kısma Yeniçiftlik köyünün “doğu yakası”, bu derenin batısında (yani kışla tarafında) kalan kısma ise “batı yakası” ismini verebiliriz. İşte Yeniçiftlik köyü kurulduğunda arsalar paylaşılırken, doğu yakasında kalan arsalar, Belaslatina’dan gelen Pomaklara verilmiştir. Bu nedenle eski zamanlarda, Yeniçiftlik köyünün doğu yakasına “Pomak Mahallesi”, batı yakasına ise “Muhacir Mahallesi” denirmiş. Muhacir Mahallesi denen bu kısımda Lofçalılar, Bejanovalılar, Palamarsalılar, Şumnu’lular, Plevneliler yerleşmiştir. Bunların dağılımında tam bir birlik yoktur. Genellikle Lofçalılar, Büyük Cami ile Küçük cami arasında kalan yolun batı kısmına yerleştikleri görülmektedir. Bejanovalıların daha çok köyün güney batı kısmına; Palamarsalıların ise daha çok köyün kuzey batısına, Harmanlı’dan gelen ve kendilerine eskiden Gündüzlerli denen kişilerin ise daha çok köyün güney doğu kısmına yerleştikleri anlaşılmaktadır.

2.8. Yeniçiftlik Köyünde Farklı Kültürler Var mıydı?

Yukarıda açıklandığı gibi Yeniçiftlik köyünün ilk sakinleri, hepsi Bulgaristan’dan gelmekle birlikte, Bulgaristan’ın birbirine oldukça uzak değişik köylerinden geliyorlardı. Bu nedenle aralarında bazı kültür farklılıkları vardı. Şöyle:

2.8.1. Pomaklar

Belaslatina’dan gelen Pomaklar, Türkçe’den farklı “Pomakça” diye bir dil konuşuyorlardı. Şüphesiz Pomakların erkekleri Türkçe bilirlerdi. Pomak kadınları ilk geldikleri zaman Türkçeyi hiç bilmezlerdi. Yıllar geçtikten sonra bile Pomak kadınlarının Türkçeyi biraz öğrendiklerini, belki anladıkları, ama konuşamadıkları söylenmektedir. Ancak Yeniçiftlik köyünde Pomakça daha baştan itibaren adım adım terk edildi. Bunun nedeni muhtemelen Pomak-Muhacir evlilikleridir. Muhacirlerin aldığı Pomak gelinler haliyle Türkçe konuşur hâle geldi ve çocukları da Pomakça öğrenemedi. Buna karşılık, Pomakların aldığı muhacir gelinler, Pomakça öğrenmedi, tersine gittikleri evdeki Pomakça konuşan insanlar onunla Türkçe konuşmak zorunda kaldılar ve neticede yeni doğan çocuklar Pomakçayı değil, Türkçeyi ana dil olarak öğrendiler. 1960-70’li yıllara kadar yaşlı Pomakların kendi aralarında hâlâ Pomakça konuştukları hatırlanmaktadır.

Bu insanların Pomakça şarkı-türkü söylediklerini yaşlılar hatırlar. Eski yıllarda Pomakların eski harflerle Pomakça yazdıkları da bilinmektedir. Bu insanlar, kendi konuştukları dile Bulgarca değil, Pomakça derlerdi. Ancak bu dilin Bulgarca’ya çok benzeyen bir dil olduğunu bilirlerdi.

Bugün Yeniçiftlik köyünde Pomakçayı anadil olarak kullanan kimse -yaşlılar dahil- kalmamıştır. Bugün birkaç ihtiyar, Pomakça bildiğini söymektedir; ancak onları Pomakça 1970’lerden sonra Pomakça konuşurken gören pek olmamıştır. Böylece Yeniçiftlikte bir zamanlar konuşulan Belaslatina Pomakçası bugün yok olmuştur. Yeniçiftliklilerin konuştukları Pomakçanın Biga’nın diğer Pomak köylerinin konuştuğu Pomakçadan farklı olduğu söylenir. Yeniçiftlik Pomaklarının Biga’nın Çeşmealtı köyü, Gönen’in Hasanbey köyü Pomaklarıyla aynı şivede Pomakça konuştukları söylenmektedir. Keza Tekirdağ Hayrabolu’nun Şavgamlı köyünde, Eskişehir’in Beylikova (Beylikahır) kasabasında (özellikle Uzunburun köyünde) bulunan Pomaklarında Yeniçiftlik köyündeki Pomaklarla aynı cinsten olduğu ve aynı şivede Pomakça konuştukları söylenir.

Yeniçiftlik köyündeki Pomakların erkek isimlerinin sonuna “-ço” ekledikleri bilinmektedir; Sülmanço, Hüseyinço gibi. Kadın isimlerinin sonuna da “-ka” eklemektedirler: Hatiçka, Şerifka, Fatika gibi. Keza Pomaklarda isimleri kısaltma, hatta isimleri başka isme dönüştürme adeti vardır. Örneğin Mustafa’ya “Mıti”,Hasan’a “Asko”, Mehmete “Metko” derler. Yeniçiftlikte Pomaklar tarafından kullanılmış olan isim ve lakaplara bir kaç örnek verelim: Ema, Ankonine, Atehala, Asu, Abusalişe, Atikoroz, Barbunun Agusi, İsmo, Manyo, Aliyka, Muni, Gacalka, Alloz, Matriş, Zako, İngavi, Kako, Metak, Kotrak, Cakof, vs.

2.8.2. Muhacirler

Yeniçiftlik köyünde ilk zamanlar Pomak olanların dışında kalan herkese “muhacir (macir şeklinde söylenir)” denirdi. Dolayısıyla Yeniçiftlik bağlamında “muhacir” kelimesinden kastedilen şey “Pomak olmayan”dır. Yani, Yeniçiftlik köyündeki Lofçalılara da, Bejanovalılara da, Palamarsalılara da, Şumnululara da “muhacir” denir. Bunların ortak özelliği Türkçe konuşmalarıdır. Ancak şimdi görülmemekle birlikte, geldikleri ilk zamanlarda bu köylerden gelen muhacirler arasında şive ve giyim kuşam farklılıkları varmış. Palamarsalılar “gelorum, gidorum, bilmerom” şeklinde, Şumnu taraflarından gelenler (Köklüceliler, Terbi köylüler) “geleri, gideri”şeklinde konuşmaktaydılar. Bejanovalı ve Lofçalıların kendine has şivelerinin olup olmadığını bilmiyoruz. Muhtemelen Yeniçiftlik köyünün kurulduğu ilk yıllarda dil bakımından ortalık çok renkliydi. Pomaklar “Pomakça” diye tamamıyla ayrı bir dil, muhacirler de kendi içlerinde ayrı ayrı şivelerle Türkçe konuşuyorlardı. Ancak zamanla bu farklılıklar kayboldu. Bugün Yeniçiftlikte konuşulan tek dil Türkçe’dir ve bu dil tek bir şiveyle konuşulur ve şive ilk gelenlerin hiçbirisinin şivesi değildir. Bu şive sonradan oluşmuş ve İstanbul Türkçesine oldukça yakın bir şivedir.

Sonuç

Yeniçiftlik köyünün kurulmasında şu özellikler görülmektedir. Benzer özelliklerin Biga’nın diğer muhacir köylerinde de görüldüğü genel olarak söylenebilir:

1. Yeniçiftlik köyü, Biga’nın diğer köylerinde olduğu gibi, 1877-78 Osmanlı-Rus Harbi nedeniyle Bulgaristan’daki köylerini terk etmek zorunda kalan muhacirler tarafından kurulmuştur.

2. Yeniçiftlik köyünü kuran muhacirlerin hepsi Bulgaristan’dan gelmekle birlikte Bulgaristan’ın tek bir köyünden değil, çeşitli köylerinden toplam dokuz değişik köy ve kasabasından gelmektedir. Benzer özellik Biga’nın diğer muhacir köylerinde de gözlemlenmektedir. Bulgaristan’da tek bir köyden kalkıp Biga’da tek bir köy kuran muhacir köyü sayısı azdır. Biga muhacir köylerinin pek çoğu, Bulgaristan’ın birkaç köyünden gelen muhacir ailelerinin bir araya gelerek kurdukları köylerdir.

4. Yeniçiftlik köyü, 1877-78 Osmanlı-Rus Harbinden hemen sonra kurulmamış, bu harpten 17 yıl sonra 1895 yılında kurulmuştur. Bu köyün kurucuları Trakya’nın bazı köylerinde geçici olarak 17 yıl kadar yaşamışlardır. Benzer özellik, Biga’nın diğer muhacir köylerinde de görülmektedir. Muhacir köylerinin önemli bir kısmı 1878 yılında değil, 1880’lerde kurulmuştur.

5. Yeniçiftlik köyü kurulduktan sonra izleyen 10-15 yıl boyunca Bulgaristan’dan göç almaya devam etmiştir. Benzer özellik Biga’nın diğer muhacir köylerinde de gözlemlenmektedir. Hatta diğer muhacir köylerinden bazıları çok sonraları, 1930’larda, 1950’lerde de göç almıştır.

6. Yeniçiftlik köyünün kurulmasında, güvenlik sağlama ve hukukî işlemleri yürütme ve uyuşmazlıkları çözme dışında, devletin bir katkısı olmamıştır. Şüphesiz köy devletin izniyle ve bilgisi dahilinde kurulmuştur. Ancak köyün yerinin bulunması ve çiftliğin satın alınması işini bizzat köylüler kendi aralarında organize etmişlerdir. Keza çiftliğin bedelinin tamamı da köylüler tarafından ödenmiştir. Devletin bu konuda parasal bir katkısı bilebildiğimiz kadarıyla olmamıştır. Keza devletin arazi tahsisi gibi başka bir katkısı da olmamıştır. Benzer özellik Biga’nın diğer bazı köylerinin kurulmasında da gözlemlenebilir. Biga’da pek çok muhacir köyü, muhacirlerin kendi girişimleri sonucu ve arazi bedellerini kendileri tarafından ödenmesi sonucu kurulmuştur.

7. Doksanüç Harbi sırasında Bulgaristan’dan Trakya’ya göç eden muhacirlerin güvenliğini devletin sağlayamadığı bir gerçektir ve savaş koşullarından dolayı bu anlaşılabilir bir şeydir. Savaş sona erdikten sonra devletin muhacirlerin güvenliğini genel olarak sağladığını söyleyebiliriz. Daha sonraki yıllarda gerek Bulgaristan’dan Türkiye’ye yapılan göçlerde, gerekse Trakya’dan Yeniçiftlik köyüne yapılan göçte bir güvenlik problemiyle karşılaşıldığını, muhacirlerin saldırıya uğradığını veya mallarının yağmalandığı yolunda herhangi bir rivayet yoktur. Keza köy kurulduktan sonra da gerek köydeki, gerek Yeniçiftlik ile diğer köyler arasındaki güvenlik ve kamu düzeni devlet tarafından sağlanmıştır. Aynı şey büyük ölçüde Biga’nın diğer muhacir köyleri için de geçerlidir[44]. Gerek Yeniçiftlik’te, gerekse Biga’nın diğer köylerinde kamu düzeni ciddi şekilde Birinci Dünya Savaşı sonunda çoğunluğu Asker kaçağı olan çeteler tarafından bozulmuş ve devlet kamu düzenini sağlamakta Kuvvayı Milliye Kuvvetlerinin Biga’ya hakim olmasına kadar sağlayamamıştır.

8. Yeniçiftlik köyünü kuran muhacirler arasında Bulgaristan’dan gelmek itibarıyla bir ortak özellik vardır. Ancak bunların arasında dil, şive kültür vb. bakımlardan pek çok farklılık vardır. Yeniçiftlik köyünü kuran ailelerin yarısına yakını Pomaktır. Pomaklar Türkçe’nin dışında ana dil olarak başka bir dili konuşmaktadırlar. Yeniçiftlik köyünün diğer kurucuları Türkçe konuşmakla birlikte aralarında geldikleri bölge farklılığından kaynaklanan şive farklılıkları vardı. Keza bunların arasında giyim, kuşam, örf ve adet bakımından da bazı farklılıklar vardı. Bu farklılıklara rağmen bu değişik gruplar aynı köyü kurmuşlar ve aynı köyde başarıyla yaşamayı başarmış ve birbirleriyle kaynaşmışlardır. Bu kaynaşma Biga’nın diğer muhacir köylerinde de gözlemlenebilir. Muhtemelen muhacirler arasında pek çok farklılık da olsa bunları birbirine bağlayan çok güçlü bir temel bağ vardı ve o da Müslüman (Sünnî-Hanefî) olmalarıydı.

9. Yeniçiftlik köyü sakinleri, Doksanüç Harbi ve göç sırasında zorluklar yaşamışlar ve keza Birinci Dünya Savaşı sonrasında kamu düzeninin bozulmasından dolayı üzücü olaylara şahit olmuşlar ise de, genelde kuruluştan bugüne kadar köylerinde barış ve düzen düzen içinde yaşamışlar, ekonomik ve sosyal bakımdan ilerlemeye çalışmışlardır. Bugün gerek Yeniçiftlik köyü, gerek Biga’nın diğer muhacir köyleri, Türkiye’nin en gelişmiş, en müreffeh köyleri arasında yer alır.

 

KAYNAKLAR

BASILI KAYNAKLAR

Akın, Ahmet, Kayapınar: Batı’da Bir Köy, Ankara, Dostlar Matbaası, 2005.

Gezer, Necdet Zeki ve Gözler, Kemal, Yeniçiftlik Beldesi: Tarihi, Ekonomisi, Sosyal ve Kültürel Yapısı, Bursa, Ekin Kitabevi Yayınları, 2003.

Gözler, Kemal, “XV ve XVI'ncı Asırlarda Lofça Pomak Köylerinin İlk Müslüman Sakinleri”, XIII. Türk Tarih Kongresi, Ankara, Türk Tarih Kurumu Yayınları, 2002, Cilt III, Kısım III, s.1397-1437.

Gözler, Kemal, Les villages pomaks de Lofça aux XVe et XVIe siècles d'apres le tahrir defters ottomans, Ankara, Türk Tarih Kurumu Yayınları, 2001.

İpek, Nedim, Rumeliden Anadoluya Türk GöçleriAnkara, Türk Tarih Kurumu Yayınları, 1994

Micev, Nikolay ve Koledorov, Petır, Reçnik na Celiştata i celişnitse v Bılgariya, Sofiya, Nauka i İskustvo, 1989, s.54.

Salname-i Vilayet-i Tuna, Rusçuk, Matbaa-i Vilayet-i Tuna, Def’a 6, Sene 1290 (Salnamenin iç kapağında şöyle yazmaktadır: Salname-i Tuna: İşbu binikiyüzdoksan sene-i hicriyesi salnamesi altıncı def’a olarak cem ve tertip kılınmıştır). Bu Salname, Ankara’da Türk Tarih Kurumu kütüphanesinde bulunmaktadır (Numarası A.II.2077’dir)

Yurt Ansiklopedisi, s. 1838 (Çanakkale Maddesi).

 

İNTERNET KAYNAKLARI

http://www.biga.gov.tr/sayfalar.php?id=25

http://www.bigarehberi.com

http://www.bigaarsivi.com

http://www.bigafreenet.com/sr2.php?id=10.

 

İLK EL YAZILI KAYNAKLAR

1. Biga Sandık Emini tarafından düzenlenen 30.11.1314 tarih ve 484 numaralı “Hüccet”. (Bu belge 1040 yılında dönemin Biga Noteri Hikmet Serim tarafından 24.7.1940 tarih ve Cilt 139/3, No: 641 sayılı bir belge ile yeni yazıya çevrilmiştir. Bir örneği bize Yeniçiftlik köyünden İsmet Yılmaz tarafından verilmiştir.

2. Yeniçiftlik köyü Nüfüs Kütük Defteri (İlk defa 1331 (1915)) yılında tutulmuştur. Şu an Yeniçiftlik Beldesi Ece Mahallesi muhtarlığında bulunmaktadır).

3. 1917 (1333) yılından kalma Memalik-i Osmaniye-i Duhan İdare-i İnhisariyesi başlıklı ve Mehmet oğlu Ramazan adına kesilmiş defter numarası 1, varak numarası 9 olan tütün alım makbuzu. (Yazarın özel arşivinde saklıdır).

4. Biga Askerlik Şubesinden düzenlenen 1920 (1336) tarihli ve 12/8 nolu Yakub oğlu Ömer adına düzenlenmiş terhis belgesi (Yazarın özel arşivinde saklıdır).

5. Yeniçiftlik köyü Eski İlkokul Binasının giriş kapısının üstündeki mermer levha (Şimdi belediye parkı olan eski ilkokul binasının bahçesinde atılmış hâlde bir köşede durmaktadır).

 

SÖZLÜ KAYNAKLAR

Bu çalışma hazırlanırken ve ondan çok daha önceki yıllarda Yeniçiftlik köyünün tarihi hakkında bilgi verebilecek nitelikte pek çok kişiyle, belki köydeki yaşlıların yarısıyla, görüşülmüştür. Burada bunların isimlerini tek tek saymak mümkün değildir. Ama bunların arasından bize pek değerli bilgiler veren Yeniçiftlik köyünden dört kişinin isimlerini zikretmek isteriz: 1913 Doğumlu Rahmetli Zekeriya Akan, 1915 doğumlu Mustafa Akgün, Rahmetli İsmail Bilge ve İsmail Aga.

 

Harita 1: Biga Köyleri

Kaynak: www.mappoint.com

 

Harita 2: Harita 2: Yeniçiftlik Köyünün Kurucularının Bulgaristan’dan Geldiği Köyler ve Göç Yolları

Kaynak: Harita tarafımızdan çizilmiştir.


* Doç. Dr., Koç Üniversitesi Hukuk Fakültesi, Sarıyer, İstanbul (kgozler@hotmail.com).

[1] http://www.biga.gov.tr/sayfalar.php?id=25

[2] Doksanüç harbinden sonra Bulgaristan’dan Anadoluya yapılmış göçler konusunda Nedim İpek’in şu kitabı vardır: Nedim İpek, Rumeliden Anadoluya Türk GöçleriAnkara, Türk Tarih Kurumu Yayınları, 1994. Bu kitasın çeşitli yerlerinde (örneğin s.198 vd) Biga’ya yapılmış göçler hakkında da bazı bilgiler vardır.

[3] Bu konuda şu iki istisnayı zikretmek gerekir: Yeniçiftlik Köyü/Beldesi hakkında: Necdet Zeki Gezer ve Kemal Gözler, Yeniçiftlik Beldesi: Tarihi, Ekonomisi, Sosyal ve Kültürel Yapısı, Bursa, Ekin Kitabevi Yayınları, 2003; Kayapınar Köyü hakkında: Ahmet Akın, Kayapınar: Batı’da Bir Köy, Ankara, Dostlar Matbaası, 2005.

[4] Gezer ve Gözler, age.

[5] Burada “muhacir” kelimesi yerine “yerli olmayan” terimini kasten kullanıyoruz. Çünkü, Biga’da “muhacir” kelimesi sadece Bulgaristan’dan gelen ve anadil olarak Türkçe konuşun insanlara denir. Pomaklar ve Çerkezler de göç etmiş olmalarına rağmen onlara muhacir denmez. Dolayısıyla Bulgaristan muhacirlerini, Pomakları, Çerkezleri, Kumukları, Çeçenleri, Yunanistan’dan gelen mubadele muhacirleri içine almak üzere “yerli olmayan” tabirini kullanıyoruz.

[6] Yurt Ansiklopedisi, s. 1838 (Çanakkale Maddesi).

[7] http://tdk.org.tr/tdksozluk/sozbul.ASP?kelime=muhacir

[8] Akın, s.23.

[9] Kemal Gözler, Les villages pomaks de Lofça aux XVe et XVIe siècles d'apres le tahrir defters ottomans, Ankara, Türk Tarih Kurumu Yayınları, 2001 : Kemal Gözler, “XV ve XVI'ncı Asırlarda Lofça Pomak Köylerinin İlk Müslüman Sakinleri”, XIII. Türk Tarih Kongresi, Ankara, Türk Tarih Kurumu Yayınları, 2002, Cilt III, Kısım III, s.1397-1437.

[10] Bu mermer levha, şimdi belediye parkı olan eski ilkokul binasının bahçesinde atılmış hâlde bir köşede durmaktadır.

[11] Söz konusu tütün makbuzu özel arşivimizdedir.

[12] Terhis belgesi özel arşivimde bulunmaktadır.

[13] Bu ailelerin listesi ve bu aileler hakkında bilgi için bkz.: Gezer ve Gözler, s.19-31.

[14] Nikolay Micev ve Petır Koledorov, Reçnik na Celiştata i celişnitse v Bılgariya, Sofiya, Nauka i İskustvo, 1989, s.54.

[15] Osmanlı döneminde Belaslatina hakkında bilgi için bkz.: Gözler, Les villages pomaks de Lofça, s.40-42.

[16] Salname-i Vilayet-i Tuna, Rusçuk, Matbaa-i Vilayet-i Tuna, Def’a 6, Sene 1290 (Salnamenin iç kapağında şöyle yazmaktadır: Salname-i Tuna: İşbu binikiyüzdoksan sene-i hicriyesi salnamesi altıncı def’a olarak cem ve tertip kılınmıştır). Bu Salname, Ankara’da Türk Tarih Kurumu kütüphanesinde bulunmaktadır (Numarası A.II.2077’dir)

[17] Yeniçiftlik Köyünde Lofça’dan gelen ailelerin listesi öve bu aileler hakkında bilgi için için bkz.: Gezer ve Gözler, s.31-36.

[18] Bu ailelerin listesi ve bu aileler hakkında bilgi için bkz.: Gezer ve Gözler, s.34-35.

[19] Micev ve Koledorov, s.53.

[20] Salname-i Vilayet-i Tuna, s.254.

[21] Bu ailelerin listesi ve Yalamarsa hakkında geniş bilgi çin bkz.: Gezer ve Gözler, s.36-40.

[22] Micev ve Koledorov, s.297.         

[23] Salname-i Vilayet-i Tuna, s.145.

[24] Bu ailelerin listesi için bkz.: Gezer ve Gözler, s.51.

[25] Bu ailelerin listesi için bkz.: Gezer ve Gözler, s.40.

[26]. Micev ve Koledorov, s.56.          

[27] Salname-i Vilayet-i Tuna, s.113.

[28] Osmanlı döneminde Köklüce hakkında ayrıntılı bilgi için bkz.: Gezen ve Gözler, s.41-48.

[29] Micev ve Koledorov, s.139.

[30] Bu ailelerin listesi ve bu aileler hakkında bilgi için bkz. Gezer ve Gözler, s.52.

[31] Bu ailelerin listesi ve bunlar hakkında bilgi için bkz. Geçer ve Gözler, s.52-53.

[32] Zira Köy kütüğünde, 13 hanede, sayfanın başında kaydedilen ilk kişinin doğum yeri olarak Harmanlı yazılıdır.

[33] İpek, s.40-41.

[34] Bu konuda bkz. Id., s.130-136.

[35] Id., s.136-137.

[36] Bu konularda bkz. Id,. s.140-150.

[37] Id., s.150.

[38] Bu ailelerin listesi için bkz.: Gezer ve Gözler, s. 63.

[39] Bunların listesi için bkz.: Gezer ve Gözler, s. 63.

[40] Bu dört kişi hakkında geniş bilgi için bkz.: Gezer ve Gözler, s.67-68.

[41] http://www.bigarehberi.com/; http://www.bigaarsivi.com/; http://www.bigafreenet.com/sr2.php?id=10.

[42] http://www.bigarehberi.com/; http://www.bigaarsivi.com/; http://www.bigafreenet.com/sr2.php?id=10.

[43] Yani adam başına iki hisse olmak üzere toplam 8 hisse bu dört kişiye verilmiştir.

[44] İstisna olarak Çerkez muhacirler ile yerli köyler arasında bazı üzücü olayların yaşandığını not etmek gerekir. Şevketiye, Cihadiye, Şerefiye, İhvaniye köylerinden çıkan Çerkezler, Çeltik, Okçular, Danişmend, İskender köy ve Dimetoka gibi yerli köylerine saldırmış, bu köylerdeki bazı kişileri öldürmüş, bunların mallarını yağmalamış ve bu köylerin arazilerini işgal etmişlerdir. Neticede bu olayları önlemek amacıyla 10 Nisan 1886 tarihli iradeyle Biga mutasarrıflığına göçmen sevkiyatı yasaklanmıştır. (Bu konuda belgeler Nedim İpek’in belirttiğine göre, Başbakanlık Osmanlı Arşivinde Yıldız Tasnifi Sadaret Resmî Maruzatı nº 29/43 ve Başbakanlık Osmanlı Arşivi İrade Tasnifi-Dahiliye nº 92442, nº 77563’te vardır (İpek, s.198).

[44] İpek, s.198.

 

 

 

 


Copyright

(c) Kemal Gözler. 2006. Bu sayfaya izin almadan link verilebilir. Ancak, bu web sayfası, önceden izin almaksızın ne suretle olursa olsun, kopyalanamaz, çoğaltılamaz, tekrar yayınlanamaz, dağıtılamaz, başka internet sitelerine metin olarak konulamaz. İzin için kgozler[at]hotmail.com adresine başvurunuz. 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun 21.2.2001 tarih ve 4630 sayılı kanunla değişik 71 ve 72’nci maddeleri, bir fikir ve sanat eserini herhangi bir yöntemle çoğaltanları, dağıtanları, satanları, elinde bulunduranları, paraya çevrilmeksizin, 2 (iki) yıldan 6 (altı) yıla kadar hapis cezası veya 50 (elli) milyar liradan 150 (yüzelli) milyar liraya kadar ağır para cezasıyla cezalandırmaktadır.

Alıntılar (İktibas) Konusunda Açıklamalar

Bu çalışmadan yapılacak alıntılarda (iktibaslarda) 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun 35’inci maddesinde öngörülen şu şartlara uyulmalıdır: (1) İktibas, bir eserin “bazı cümle ve fıkralarının” bir başka esere alınmasıyla sınırlı olmalıdır (m.35/1). (2) İktibas, maksadın haklı göstereceği bir nispet dahilinde ve münderecatını aydınlatmak maksadıyla yapılmalıdır (m.35/3). (3) İktibas, belli olacak şekilde yapılmalıdır (m.35/5) [Bilimsel yazma kurallarına göre, aynen iktibasların tırnak içinde verilmesi ve iktibasın üç satırdan uzun olması durumunda iktibas edilen satırların girintili paragraf olarak dizilmesi gerekmektedir]. (4) İktibas ister aynen, ister mealen olsun, eserin ve eser sahibinin adı belirtilerek iktibasın kaynağı gösterilmelidir (m.35/5). (5) İktibas edilen kısmın alındığı yer belirtilmelidir (m.35/5).

5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun 21.2.2001 tarih ve 4630 sayılı kanunla değişik 71’inci maddesinin 4’üncü fıkrası, 35’inci maddeye aykırı olarak “kaynak göstermeyen veya yanlış yahut kifayetsiz veya aldatıcı kaynak” göstererek iktibas yapan kişileri, 4 (dört) yıldan 6 (altı) yıla kadar hapis veya 50 (elli) milyar liradan 150 (yüzelli) milyar liraya kadar ağır para cezasıyla cezalandırmaktadır.

Ayrıca Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 18 Şubat 1981 tarih ve E.1980/1, K.1981/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına göre kararına göre, “iktibas hususunda kullanılan eser sahibinin ve eserinin adı belirtilse bile eser sahibi, haksız rekabet hükümlerine dayanarak Borçlar Kanununun 49. maddesindeki koşulların gerçekleşmesi halinde manevi tazminat isteyebilir”.

Yukarıdaki şartlara uygun olarak alıntı yapılırken bu çalışmaya şu şekilde atıf yapılması önerilir:

Kemal Gözler, "Biga'da Doksanüç Muhaciri Köylerinin Kurulması: Yeniçiftlik Örneği", Uluslararası Çanakkale Kongresi (İstanbul, 17-19 Mart 2006)

 


Editör: Kemal Gözler

E.mail: kgozler[at]hotmail.com