Bir İran gazetesinde İran Türkleri’nin en büyük kesimini oluşturan Güney Azerbaycan Türkleri’ne hakaret edilmesi üzerine, on binlerce Türk Tebriz ve Tahran’da büyük gösteriler düzenleyerek devlet binalarının da içinde olduğu binaları hedef aldı. Olaylarda 10 Türk’ün öldüğü haberleri geliyor. Olaylar sırasında bazı haber kanallarında İran’daki olayların veriliş şekli şöyleydi. “Tebriz’de Azerice’ye hakaret edilmesine kızan Azeriler gösteri yürüyüşleri yaptılar vs. vs.”
Bu bana 1950’lerin sonunda bir gazetemizde çıkan bir ilanı hatırlattı. İlan şöyleydi: “Büyük Rus opera sanatçısı Ayşe Azizova Ankara’da konser verecek.” Bazı kafalar, eskiden Sovyetler Birliğinde Türk bulunmadığını ileri sürenler, şimdi 35 milyon İran Türkünü görmezlikten gelmeye çalışıyorlar. Oysa İran’a adımını atan herkesin ilk göreceği şeylerden birisi İran’ın bir Türk ülkesi olduğudur. Ne kadar Fars şovenizminin baskısı altında tutulsa da İran Türklüğü, Anadolu Türklüğünün Anadolu’daki hakimiyetinden daha uzun bir süre İran’da egemen olmuştur. Şah İsmail ve Nadir Şah gibi Türk tarihinin önemli simaları İran Türk imparatorlarıdır. İran’da bir Azeri Türkünün bana “Bize bir Kuzeyde Azeri diyorlar bir de siz Azeri diyorsunuz. Neden diyorsunuz bilmiyorum. Biz kendimize Türk deriz” deyişini asla unutmadım.
Keza İran Dış İşleri Bakanlığından bir yetkilinin Tebriz’e gitmeden önce bana “Tebriz’de Farsça konuşursan 1 lira olan şeyin değeri derhal 2 lira olur” demesini de unutmadım. Tebriz % 100 bir Türk kentidir. Türkçe yaşar, Türkçe düşünür ve Türkçe ölürsünüz. Kentin aydınlarının büyük bir bölümü Türkiye’de eğitim görmüşlerdir. Tatillerini Türkiye’de geçirirler.Tahran 12 milyon kişilik bir dev kenttir. Bu kentte de hiç Farsça öğrenmeden yıllarca yaşamanız mümkündür. Çünkü yarısı Türk olan bu kentte Türkçe her işinizi çözmeniz mümkündür. Ne yazık ki, Türkiye ve Türk milliyetçileri İran Türklüğüne gereken önemi hiçbir zaman vermemişlerdir. Hatta “Türkiye’den sonra en büyük Türk ülkesi neresidir?” sorusuna bir çok Türk milliyetçisi İran’ı düşünmeden “Özbekistan” cevabını verir. Ancak artık özellikle iletişim alanındaki gelişmeler sonunda Türkiye Türklüğü, İran Türklüğünün ve İran Türklüğü, Türkiye Türklüğünün karşılıklı olarak bilicine varmaktadır.
İran’daki son olaylarda göstermektedir ki, İran Türklüğü üzerindeki Fars şovenisti baskıların sürmesi durumunda İran’ın birliğini sağlaması mümkün olmayacaktır. İran parçalanmamalıdır. İran’daki bir çok Türk milliyetçisi de İran’ı doğal ve haklı olarak vatanı görmekte, bu vatanın parçalanmamasını istemektedir. Ancak aynı Türk milliyetçileri İran’ da demokrasi talep etmekte, Türklerin aşağılanmasına karşı her geçen gün güçlenen bir direnç geliştirmektedirler.
Prof. Dr. Ümit Özdağ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder