Avrupa Avrupa Dediğimiz

10 Temmuz 2009 Cuma

Meluncanlar

Meluncanlar

Türklerin Amerikaya Gelişleri, Meluncanlar ve sonrası
16. yuzyilin baslarinda Osmanli Turk Imparatorlugu gucunun doruguna
ulasti ve etkisini uc kitada buyuk olcude hissettirdi. Bu arada,
diger bir kita olan Amerika 15. yuzyilin sonlarinda Avrupalilar
tarafindan uzerinde insanlar yasiyor olmasina ragmen kesfedilmis
olarak tanimlandi. Osmanli Imparatorlugunun tum ticaret yollarini ve
Akdeniz'i kontrolunde tutmasi sonucu, Avrupalilar degisik kaynaklar
aramaya yoneldi. Her ne kadar cesitli Papalarin Osmanlilara karsi
hacli savaslari ilan etmesi de Osmanli'nin gucunun kirilmasina
yeterli olmadi. Osmanlilar deniz guclerini Akdeniz'de
saglamlastirmisken, dunyanin cesitli noktalarina kesif yolculuklari
da yaptilar. Her ne kadar Turklerin Amerika'da kayitli olarak
gorundukleri ilk yer North Carolina ve tarih 1635 olarak
belirtilmisse de, 16 yuzyilda bazi Turk denizcilerin Amerika
aciklarina ve Amerika'ya geldikleri bugun bulunan belgelerle
kanitlanmistir. Bunlardan bazilari da Ispanyol gemilerinde savas
mahkumu olarak calistirilmislardir.

Bazilari da korsan olarak Karayipler aciklarinda yasamislar, daha
sonra Ingilizler bolgeye hakim olmaya baslayinca Florida uzerinden
Amerika iclerine goc etmislerdir. Karayiplerin Avrupa'ya en yakin
adalari olan Turks ve Caicos adalarinin ilk ev sahipleri de bu
Osmanli Turk denizcileriydi. Bu adaciklarin en buyugu olan ve benim
de ziyaret etmis oldugum Grand Turk bu adaciklarin bugun de
baskentligini yapmaktadir. Grand Turk adi 16 yuzyil Osmanli
Imparatorlugu'nda padisahlara ve ozellikle Kanuni Sultan Suleyman'a
verilen lakapti. Osmanli Turk denizcileri Ingilizler gelene kadar
adanin ismini ve hakimiyetini korumus, karayiplerde diger
Ispanyol/Portekiz ve Ingiliz/Fransiz denizciler ve korsanlarla
devamli mucadele icinde olmuslardi. Ingiliz Imparatorlugunun bolgeye
hakim olmasi sonucu, bu denizcilerin bircogu Florida uzerinden
Amerika iclerine dogru goc etmislerdi. Ingilizlere yakalananlar ise
Sir Francis Drake tarafindan Osmanli Imparatorluguna getirilip
teslim edilmislerdi. Adaciklar 17 yuzyilda Ingilizlerin eline
gectigi zaman adaciklarin ve Grand Turk adasinin ismi hemen
degistirilmistir. Fakat ada bir onceki yuzyilin sonlarinda ilk ismi
olan Grand Turk ismini tekrardan almistir. Bu arada bu adada
gecmiste Turklerin varligin inkar edip fakat adanin bir sekilde
Turklerle ilgisini belirtmek icin Ingilizlerden kaynaklanan kirmizi
fese benzer kaktus hikayesi de tamamen uydurulmus bir hikayeden
baska birsey degildir. Benim bu adaya ziyaretimde gordugum; kaktuste
degil de bir agacta yetisen kirmizi cicegin Turklerle ve Osmanli'nin
19. yuzyilda kullanmaya basladigi kirmizi fesle goruntu olarak
hicbir alakasi olmadigi gibi boyle birseyin anlatilmasi bile
komiktir.
Iste Meluncan hikayesi de 16. yuzyil sonlari ve 17. yuzyil
devamindaki tarihlerde baslar. Bu tarihlerde Florida'dan yukari
cikan Osmanli Turk denizcileri dogu kiyisinda ve ic kisimlarda
yasayan yerli halkla kaynasir ve diger bir kismi da dogu kiyilarinda
diger Anglo-saksonlarla karisip asimile olurlar. Ozellikle de bu ilk
grup Carolina, Florida, Kentucky, Virginia ve Tennessee yorelerinde
karisip meluncanlarini olusturdular. Bu karisimin bazi yerli
gruplarinda etkisi fazlasiyla gorulur, mesela Cherokee'ler
Oklahoma'ya zorla goc ettirilmeden ve bu gocte bircogu hayatini
kaybetmeden(Trail of Tears) once Florida'nin ust kisimlarinda
yasayan yerli bir halkti. Sekoyah ve diger Cherokee yerlilerinin
giyim ozelliklerinde Turk denizcilerine benzer yani sarik, yelek,
kusak, mintan gibi kiyafetler gorulmustur. Bu arada Kizilderililerin
bu bolgede verdikleri adlar, Turkceyle inanilmaz bir yakinlik
gostermistir. Benim de 10 yil once Florida'ya yaptigim bir gezi
sirasinda bir hediyelik esya dukkaninda gordugum bir bayrak
Turklerin bu bolgede Amerikan Ic Savasi sirasinda oldugunu
fazlasiyla kanitlamistir. Ic savas sirasinda guneyden gelen askerler
savasa giderken geldikleri bolgenin bayragini tasimislardi. Ust
Florida ve Alabama'yi, guney Georgia'yi icine alan bolgenin
askerlerinin bayragi da Osmanli Bayragina inanilmaz benzemekteydi,
yani kirmizi uzerine beyaz ay ve bircok yildizin oldugu bir bayrak…

Meluncanlar; beyaz, siyah, melez ve Kizilderili olarak
siniflandirilamazdi. Onlar, yasal açidan, renksiz insanlar olarak
siniflandiriliyorlardi. Sahip olduklari önemli arazi parçalarina el
konuldu; egitim, oy kullanma ve adli islem haklari reddedildi ve
bati yakasina ya da Carolina, Virginia, Tennessee, Kentucky ve Bati
Virginia daglarinin yükseklerine sürüldüler.
Bir kisim bilim adamina göre bu insanlarin kökenleri kesinlikle
Osmanli Turklerine kadar uzanmaktadir.
Bunu ispatlayan isimlerin en ünlüsü ise Prof. Dr. Brent Kennedy.
Kökenleriyle tanismasini bir tesadüfe borçlu olan Kennedy,
doktorlarinin bir türlü teshis koyamadigi bir hastalik nedeniyle
1988 yilinda yataga düstü. Yürüyemiyor, hareket etmekte
zorlaniyordu. Artik çocuklari ve esiyle vedalasip ölümü beklemeye
basladigi bir sirada doktoru Brent, kendisine Akdeniz Anemisi
(Mediterranean Fewer) teshisini koydu. Ancak ortada garip bir durum
vardi. O güne kadar kökleri Irlandali ve Ingilizler'e dayandigi
söylenen Brent, nasil olur da Akdeniz insanlarinin yakalandigi bir
hastaliga yakalanabilirdi?
Çocukken annesine, akrabalarini gösterip sordugu "Nasil olurda benim
kardesim diger akrabalarim Ingiliz ve Irlandali'lardan daha çok dogu
insanina benzer?" sorusunun cevabi aklini daha çok kurcalar oldu.
DNA testleri yaptirdi. Çevresindekileri de bu testi yaptirmaya ikna
etti. Sonuç sasirtici idi.
Çünkü sonuçlar köklerinin Azerbaycan, Türkiye ve Orta Asya'ya kadar
uzandigini gösteriyordu. 177 Meluncan'in yapilan kan testlerinde
Sarcoidosis, Thalassemia, Behcet's Disease, Machado-Joseph gibi
Akdeniz insaninda görülen hastaliklara ait bulgulara ulasildi.

İlk seyahat, ilk tanışma
Hastalik serüveni ile birlikte Türkler'e ilgi duymaya baslayan
Brent, ilk kez 1995'de çevresindekilerin gitme demesine ragmen
Türkiye'ye yolculuga çikti.
Bugüne kadar da toplam 10 kez Türkiye'yi ziyaret etti. Gezdigi
Anadolu illerinde gördükleri, köklerinin Anadolu'ya dayandigi tezini
güçlendirdi.
1997 yilinda yazdigi "The Resurrection of a Proud People: The
Melungeons" eserinden sonra "From Anatolia to Appalachia: A Turkish
American Dialogue" kitabinda Osmanlı-Meluncan baglantisini arastiran
Brent Kennedy kendisini kalben Türk olarak hissetmektedir.
Brent kitabinda, benzerliklerden bahsederken sunlari söylüyor:
"Anadolu folk danslarini seyrettigimde büyük saskinlik duydum.
Oyunlarin Apalaçyalilar'inkiyle büyük benzerlik tasidigini
gözlemledim. Yerli Amerikan kabilelerden Cherokee Sefi Sequoya'nin
kiyafetinin benzerlerini Istanbul Deniz Müzesi'nde gördügüm Osmanli
Deniz Levendleri'nin kiyafetlerinden farki yoktu."
Brent ayrica Türkçe'de hayir anlami tasiyan ve basi yukari dogru
kaldirarak çikarilan "cikk" sesinin, kendi aile fertleri tarafindan
kullanilmasina da dikkat çekerek sunlari dile getiriyor: "Annemin,
bir seye hayir demek istediginde basini yukari dogru sallayip 'cikk'
dedigini hatirlarim hep.
Ayni davranis seklini Türkiye ziyaretimde gördügüm insanlarin da
yaptigina tanik oldum."

19. ve 20. yüzyılda Türklerin Amerikaya gelişleri
Asimile olmadan Turk kimligini kaybetmeyen Turklerin Amerika'da
kayitlarda ilk gorundugu tarih 19. yuzyilin ortalarina rastlar.
1820'de yapilan bir nufus sayiminda Amerika'daki Turk sayisi 20
olarak belirtiliyor. 19. yuzyilin sonlari ve 20.yuzyilin baslarinda
Amerika'ya gelen Turkler sadece ekonomik amacli ve ailelerini
getirmeden gelmislerdi. Bu Turkler daha sonra New York, Boston,
Detroit gibi endustri sehirlerinde isci olarak calismaya basladilar.
Bu Turkler cevrelerinde cok caliskan olarak tanindilar ve
kazandiklari paralari muntazam biriktirip eve donme hayalinde icinde
olduklari anlatilirdi. Bu Turk gocmenler ayni caddelerde ayni evleri
paylasarak yasadilar, ise beraber gittiler ve is sonrasinda
zamanlarini hep beraber gecirdiler, zaman buldukca tavla oynadilar,
Turk kahvelerini ictiler, Turk yemekleri yediler, Turkce sarkilar
soylediler, birbirlerine gures tuttular. Bir anlamda Anadolu
geleneklerini ve yasamini Amerika'da kaybetmediler. 1930'da krize
kadar olan donemde is gucunun ve is bulma rekabetinin
fazlalasmasindan ve Turkler hakkinda Yunan ve Ermeniler tarafindan
yayilan ve Amerikalilari da etkileyen yalan propagandalardan
etkilendiler. Muslumanliklarindan dolayi toplumdan izole edildiler,
hatta Turkle evlenen Amerikalilara toplum tarafindan baskilar
yapildi. Iste bu arada patlayan I. Dunya savasinda geride kalan
ailelerinden endise duyan Turklerin bir kismi Turkiye'ye dondu ve
Osmanli ordusuna katildi. Amerika'da kalanlar ise Amerikan ordusunda
askere alindi, hatta ordu kayitlarina gore Fransa'da Amerikan
ordusundaki bir Turk savasta hayatini kaybetti.
Daha sonra Turkiye'nin Yunanlilar tarafindan isgale ugradigi haberi
gelince Amerika'daki Turkler ve Yunanlilar arasinda cesitli yerlerde
kavgalar cikti, bir kisim Turkler Turkiye'ye donerek Kurtulus
savasinda Turk ordusunda yerlerini aldilar. 1930 da ekonomik kriz
sonrasi Amerika'daki Turklerin durumu daha da guclesti. Ataturk
Turkiye'nin modernlesmesinde ve savaslar sonrasi yeniden
yapilanmasinda Turklere ihtiyac duydugu icin Amerika'ya gemi
gondererek buradaki 20. yuzyilin baslarinda Amerika'ya gelen
Turklerin yaklasik %85'inin Turkiye'ye donmesini sagladi. 1940
yilinda yapilan sayimlarda Turk kokenlilerin sayisi 104 bin olarak
belirtilmistir.

1960 yilindan sonra Turklerin Amerika'ya gocleri tekrardan artti,
bugun itibariyle yaklasik 350 bin Turk kokenli Amerika'da
yasamaktadir.

Hiç yorum yok: