Avrupa Avrupa Dediğimiz

10 Temmuz 2009 Cuma

Mesketya

Mesketya

Ahıska Türklerinin tekrar vatanlarına dönmesi meselesi, Türkiye’nin komşusu Gürcistan’la ilgili en hassas konusu olması gerekirken maalesef buna şahit olamamaktayız. Türkiye sınırına 15 kilometre uzaklıkta olan Ahıska Bölgesi, Ruslar tarafından Mesketya olarak isimlendirilmiştir. Bugün Gürcistan da bu ismi kabul ediyor. Mesketya ve Meshi ismi de kullanılsa bile bu insanların Türk olduğuna kimse itiraz edemez. Ancak doğru olan Ahıska ve Ahıskalı Türkler adlandırmasıdır.
Ahıska, Türkiye sınırında olup Ardahan, Şavşat, Posof ve Çıldır ilçeleri ile komşudur. Kuzeyinde Gürcistan’ın Borjomi bölgesi, güneyinde Çıldır düzlüğü, doğusunda Borçalı ve batısında Acaristan ile çevrilidir. Abastuban, Adigön, Aspinza, Ahılkelek, Azgur ve Hırtız kasabaları ve bunlara bağlı 200 köyden oluşan bir bölge, 2004 tahminlerine göre 25 bin civarında insanı barındırmaktadır.

1578 yılında III. Murat zamanında Osmanlı hâkimiyetine giren bölge, 1829 Osmanlı-Rus Harbi sonunda imzalanan Edirne Antlaşması ile Rusya’nın eline geçmiştir. Ahıska Türklerinin bir bölümü, 1877–78 Osmanlı-Rus Harbi sonrası Osmanlı topraklarına sürülmüşlerdir. 1919’da Ahıska’nın Gürcistan’a dâhil olduğunu görmekteyiz. 1921 Kars Antlaşması ile Ahıska’nın bir bölümü Türkiye’de, bir bölümü de Rusya’da kalmıştır. II. Dünya Savaşı’nda Ahıska’dan 40 bin genç, Rus ordusunda görev yapmak için alınmıştır. Bunlardan 26 bini savaştan dönememiştir. Savaşa giden gençlerden geride kalan ihtiyar, çocuk ve kadınlar, demiryolu yapımında çalıştırılmışlardır. Bu demiryolları ise 14 Kasım 1944’te 115 bin Ahıskalıyı Stalin’in emriyle Kazakistan, Kırgızistan ve Özbekistan’ın Fergana Vadisi’ne sürgün edilmesinde kullanılmıştır. Sovyet kaynakları sürgün edilen insan sayısını 91 bin olarak gösterirken, 115 bin, 137.921 ve 180 bin rakamları telaffuz edilmektedir. Sürgün esnasında ve sonrasında yaşanan zor şartlarda 30 bin kişinin öldüğü söylenmektedir. Sovyetlerin yaptığı menfi propaganda sonucu yerli halk “Siz suçlu olmasaydınız sürülmezdiniz” diyerek gelenlere mesafeli davranmıştır. Sürgüne gönderilenlerin topraklarına Gürcü ve Ermeniler yerleştirilmiştir.

Sürgünün sebebi olarak Sovyet arşivlerinde, sınır bölgesinde yaşayan Türklerin, kaçakçılık ve Türk istihbaratına bilgi sızdırma gibi faaliyetler yürütmesi gösterilmektedir. Öne sürülen bu durumun gerçek sebep olması halinde sürgünün 1941-2’de olması gerekirdi. Ancak 1944’te Sovyet ordusu Berlin’deydi ve kazanan taraftaydı. Türkiye ve Türk sınırındaki kaçakçılık, bilgi sızdırma gibi meselelerden sıkıntısı kalmamış durumdaydı. Dolayısıyla arşivler işin bahanesini söylemektedir. Gerçek sebep Türkiye’nin Türk Dünyası’ndan koparılmak istenmesidir. Türkiye, Ahıska, Borçalı, Azerbaycan, Türkmenistan, Özbekistan, Kazakistan, Kırgızistan, Doğu Türkistan. Bu sıralama Türkiye ile Orta Asya arasındaki karasal bağlantıdır. Nahçıvan ile Azerbaycan arasında Ermenistan olduğunu hatırlarsak, kuzeyden Gürcistan üzerinden karasal bağlantı kalır. İşte bu bağlantının Ahıska zinciri sökülüp alınmış, yerine Ermeni ve Gürcüler yerleştirilmiştir. Sürgünün sebebi budur.

Nisan 1989 tarihinde Özbekistan’ın Fergana bölgesinde yüzlerce Ahıskalının ölümüne yol açan olaylar yaşanmıştır. Bir pazar kavgasından başladığı söylenen olaylar, Ahıska Türkleri ile Özbekler arasında çatışmalara dönüşmüştür. Ahıskalıların kendilerinden daha iyi şartlarda yaşadığını ve Özbekistan’ı terk etmeleri gerektiğini dile getirenlerin olduğu ve yerel makamların da olayların büyümesini önlemek için hiçbir şey yapmadığı söylentiler arasıdandır. Rus derin devletinin tezgâhıyla böyle bir olayın yaşandığı söylentiler arasındadır. Gerçek sebebi aydınlanamayan olayların sonucunda Ahıska Türklerine yeni bir sürgün yolu açılmıştır. Öte yandan da Orta Asya’nın en güçlü toplumu olarak tüm Türk nüfusu dünyaya taşıyabilecek, bölgenin öncü kuvveti olabilecek Özbekistan ile diğer Türklerin arasının açılması sağlanmıştır. Ahıska sürgünü ile Türkiye’yi Orta Asya Türklüğünden koparan Rus devlet zihniyeti, Fergana olaylarıyla da Özbekistan’ı diğer Türklerden koparmak istemiştir.

Halen Krasnodar eyaletinde 12 bin kişi olmak üzere Kafkasya, Rusya’nın çeşitli bölgeleri, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Ukrayna, Sibirya ve Türkiye dışında bazı Asya ve Avrupa ülkeleri olmak üzere toplam 28 ülkede Ahıska Türkleri yaşamaktadır. 1992’de kabul edilen kanunla Ahıska Türklerinden bir bölümü Türkiye’ye getirilerek Iğdır’a yerleştirilmiştir. Bugün 400–450 bin dolayında Ahıska Türkü mülteci durumundadır.

1999 yılında Gürcistan, Avrupa Konseyi’ne üye olurken Ahıska Türklerinin geri dönüşleriyle ilgili yükümlülük üstlenmiştir. Buna göre Gürcistan, 1999’dan itibaren üç yıl içinde Ahıskalıların dönüşlerini başlatacak ve 12 yıl içinde yani 2011 yılında dönüş işlemini bitirecektir. Şu ana kadar somut bir gelişme olmamıştır. Eğer Gürcistan yükümlülüğünü yerine getirmezse Ahıska Türkleri, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne dava açabilecek ve bu yolla vatanlarına dönebileceklerdir.

Gürcistan Ahıska Türklerinin geri dönüşüne şartlı izin vermiştir. Şartlardan birincisi, geleceklerin sadece Ahıska bölgesine değil tüm Gürcistan topraklarına yerleşmeleridir. Tiflis bu şartı, Ahıskalıların bölgeden 91 bin kişi çıkmasına karşın bugün dönecek olan rakamın çok olması ve bölgenin bunu kaldıramayacağı savına bağlamaktadır. İkinci şart, Türklere verilecek kimliklerde Türk ve Müslüman yazmayıp Gürcü ve Hıristiyan yazacaktır. Gürcistan’ın bu şartının altında ise bölge halkının aslında Türk olmayıp, Meshi denen Gürcüler olduğu, zamanla ve zorla Osmanlılar tarafından Müslüman yapılarak Türkleştirildikleri savı yatmaktadır.

Beş ilçe ve 200 köyden meydana gelen Ahıska’da şu an daha çok Ermeniler yaşamaktadır. Türklerin dönüşü ile Ermeni-Türk geriliminin yaşanmasından, Türkiye’nin bölgede daha güçlü hale gelmesinden ve belki ilerde Türkiye’nin bölgeye müdahale etmesinden sadece endişe eden Tiflis yönetimi değildir. Ermenistan ve bir o kadar da Rusya durumu kendi aleyhine görmektedir. 100’e yakın köy ise Türklerin sürgününden günümüze hala boştur. Haziran 2002’de Krasnodar’da bulunan Ahıska Türkleri seslerini duyurabilmek için açlık grevi yapmışlardır. Krasnodar’da yaşayan 12 bin Ahıska Türkü “yasa dışı mülteciler” olarak adlandırılmakta ve yeni bir sürgüne gönderilmeleri istenmektedir. Türkiye’nin gündemine girmesinde aciliyet kesbeden meselelerin başında Ahıska Türkleri gelmektedir.

Mehmet Ali Bolat

Hiç yorum yok: